top of page

Şikâyete Bağlı Suçlar Nelerdir? Şikâyet Süresinin Kaçırılması Hâlinde Ne Olur?

  • gurlekhukuk
  • 28 Eyl
  • 5 dakikada okunur

Şikâyete bağlı suç nedir, kapsamı nasıldır?

Bazı suçlar, kovuşturulmaları için mağdurun şikâyetçi olmasını gerektirir. Kanunda “soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir (TCK m.73). Bu suçlarda devlet, mağdur istemedikçe kendi kendine ceza davası açmaz. Genellikle daha hafif ve kişisel karakterli suçlar şikayete tabi kılınmıştır. Örneğin basit yaralama, hakaret, konut dokunulmazlığının ihlali, güveni kötüye kullanma gibi suçların takibi şikayete bağlıdır. Kanun, hangi suçların şikayete tabi olduğunu ilgili maddelerinde “şikayet üzerine” diyerek belirtir. Şikayete tabi suç kavramı, ceza hukukunda mağdurun iradesine bağlı kovuşturma sistemini ifade eder. Mağdur şikayet ederse süreç başlar, etmezse fail cezalandırılmaz. Ancak şikayete bağlı suçlar, yalnızca kovuşturma bakımından bu özelliği taşır; fiilin kendisi suç olmaya devam eder. Bu yönüyle, şikayete tabi suçlara mağdurun “talep hakkı” da denebilir. Özetle, şikayete tabi suçlar mağdurun inisiyatifine bırakılmış suçlardır ve genellikle aile, komşuluk, kişisel ihtilaf kaynaklı eylemler bu kapsamdadır.


Şikâyet süresi ne kadardır, ne zaman başlar?

TCK m.73’e göre şikayete tabi suçlarda mağdur, fiili ve faili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde şikayet hakkını kullanmalıdır. Bu süre hak düşürücü süredir; geçirildiğinde şikayet hakkı kaybolur. 6 aylık süre, fiilin gerçekleştiği andan değil, mağdurun suçtan ve failden haberdar olduğu andan başlar. Örneğin bir kişi evine zarar verildiğini hemen fark etmedi, 3 ay sonra öğrendiyse, o andan itibaren 6 ayı vardır. Burada dikkat, hem fiilin hem failin öğrenilmesi gerekiyor – fail daha geç ortaya çıktıysa süre failin öğrenildiği an başlar. Ayrıca, 6 aylık şikayet süresi geçmiş olsa bile eğer suça ilişkin genel dava zamanaşımı (TCK m.66) henüz dolmadıysa, mağdurun o süre bitimine kadar yine de şikayet hakkı vardır. Bu kural, 6 ayın mutlak sınır olmadığını, ancak en geç zamanaşımı süresi içinde şikayetin yapılması gerektiğini gösterir. Bir de özel bir durum: Hakaret suçu gibi bazı suçlarda kanun şikayet süresine üst sınır koymuştur – hakarette fiil tarihinden itibaren 2 yıl geçerse artık öğrenme tarihine bakılmaksızın şikayet hakkı düşer (TCK m.73/2). Bu istisna dışında genel kural 6 aydır.


Şikâyet hakkını kim kullanabilir?

Şikayet hakkı, kural olarak suçun mağduru veya suçtan zarar gören kişi tarafından bizzat kullanılır. Mağdur eğer reşit değilse veya kısıtlıysa, onun yasal temsilcisi (veli, vasi) şikayette bulunabilir. Mağdur ölmüşse, bazı durumlarda mirasçılarına şikayet hakkı geçebilir (örneğin kişiye karşı suçlarda, hakaret gibi durumlarda ölünün hatırasına hakaret suçu hariç, genelde mirasçıları şikayetçi olabilir). Birden fazla mağdur varsa, her biri kendi adına şikayet hakkına sahiptir. Bunlardan biri 6 aylık süreyi kaçırsa bile, diğerleri kendi haklarını süresinde kullanabilir (TCK m.73/3). Şikayet hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan bizzat kullanılması esastır; ancak elbette vekil (avukat) aracılığıyla da şikayet başvurusu yapılabilir. Tüzel kişiler (şirket, dernek vb.) mağdur olduğunda, şikayet hakkını onların yetkili organları kullanır. Özetle, şikayet hakkı mağdura (suçun mağduruna) aittir ve usulüne uygun temsil veya vekalet olmadıkça başkası kullanamaz.


Şikâyetten vazgeçme ve geri alma ne sonuç doğurur?

Mağdur, şikayete tabi bir suçta yaptığı şikayeti daha sonra geri alabilir. Bu duruma şikayetten vazgeçme denir. TCK m.73/4 uyarınca kovuşturması şikayete bağlı suçlarda, mağdurun vazgeçmesi davayı düşürür. Yani dava açılmışsa düşer, henüz açılmadıysa hiç açılmaz. Ancak bu kuralın bazı istisnaları vardır. Şikayetten vazgeçme, ceza kesinleşene kadar mümkündür; hüküm kesinleştikten sonra vazgeçilirse cezanın infazı durmaz. Birden fazla fail varsa ve mağdur bunlardan biri için şikayetini geri çekerse, kural olarak hepsi hakkında düşme gerçekleşir (çünkü aynı fiil için birinin yargılanıp diğerinin kurtulması tutarsız olur). Ancak fail(ler)den biri, kendisi hakkında vazgeçmeyi kabul etmezse, o kişi yönünden yargılama devam edebilir (TCK 73/6). Yine de genelde uygulamada sanıklar vazgeçmeyi kabul eder. Şikayetten vazgeçme, mağdurun hukuk davası açma hakkını da etkiler: Mağdur, vazgeçerken açıkça tazminat taleplerinden de feragat ettiğini belirtirse, artık aynı fiilden dolayı hukuk davası da açamaz. Özetle, mağdurun şikayeti geri çekmesi ceza davasını düşürür ve çoğu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık tümüyle sonlanır.


Şikâyet süresi geçirilirse ne olur?

Eğer mağdur 6 aylık şikayet süresini geçirirse, artık o suçla ilgili şikayet hakkını kaybeder ve ceza soruşturması açılamaz. Bu durum, hukuken hak düşümü olarak adlandırılır. Savcılık “şikayet süresi geçtiği için kovuşturma imkanı yok” diyerek takipsizlik kararı verir. Mağdur, süresi içinde şikayet etmediği için devlet de fail hakkında dava açamaz. Bu yüzden şikayet sürelerine riayet son derece önemlidir. Örneğin biri sizi 1 Ocak’ta basitçe yaraladıysa ve kim olduğunu da o gün öğrendiyseniz, 1 Temmuz’a kadar şikayet etmezseniz artık 2 Temmuz’da gidip şikayetçi olamazsınız; hakkınız düşmüştür. Süreyi geçirmenin tek istisnası, mağdurun iradesi dışında engel bir durum olmasıdır (örneğin uzun süre komada kalmak gibi). Bu durumda engel kalktığında 6 aylık süre yeniden işlemeye başlayabilir; fakat bu oldukça istisnaidir ve zor ispat edilir. Şikayet süresini kaçıran mağdurun ceza davası açtırma imkanı kalmaz. Ancak bu, hiçbir hukuki yol yok demek değildir: Mağdur, fiilden dolayı uğradığı zarar için hukuk mahkemesinde (örneğin tazminat davası olarak) başvurabilir. Ceza davası açılmasa da, haksız fiil oluşturan bu eylemden dolayı hukuk zamanaşımı süresi içinde tazminat istenebilir. Tabii hukuki süreçte de ceza soruşturması olmaması, delil toplama zorlukları yaratabilir ama bu ayrı bir konudur. Sonuç olarak, şikayet süresini kaçırmak ceza adaletini harekete geçirme imkanını ortadan kaldırır, bu da bir hak kaybıdır.


Vatandaş için örnekler: “6 ayı kaçırırsam hak kaybı olur mu?”

Evet, olur. Örneğin komşunuzun sizi tehdit ettiği bir mesajı ciddiye almadınız ve üzerinden 8 ay geçti; sonra vazgeçip şikayetçi olmaya karar verdiniz. Bu durumda savcılık, şikayet süresi dolduğu için soruşturma yapmayacaktır. Yani şikayet hakkınızı yitirirsiniz ve fail ceza almaktan kurtulur. Böyle bir durumda – suç basit tehdit gibi şikayete bağlı bir suçsa – artık yapacak bir şey yoktur; devlet resen dava açamaz. Yalnız daha önce belirtildiği gibi, eğer fiil aynı zamanda size maddi veya manevi zarar verdiyse, genel zamanaşımı süresi içinde hukuk davası açma olanağınız devam edebilir. Örneğin hakaret için süresi kaçırdınız ama itibarınıza zarar geldiğini düşünüyorsanız, olaydan itibaren (ve fiilin öğrenilmesinden) 1 yıl içinde manevi tazminat davası açabilirsiniz. Bu, ayrı bir yargılama olarak görülecektir. Fakat ceza boyutu kapanmıştır. Sonuç olarak, şikayete tabi bir suçtan zarar gören vatandaş, şikayet süresini ciddiye almalıdır. 6 ay kısa bir süre gibi gelebilir ancak geçiverir; bu nedenle böyle bir durum yaşandığında vakit kaybetmeden polise veya savcılığa başvurmak gerekir. Aksi halde hak kaybına uğrayıp adalet arama fırsatınızı kaçırabilirsiniz.


Bu yazı, hukuk bilimine katkı sağlamak maksadıyla kaleme alınmıştır.

 

Her somut olay, kendi özelinde ve koşulları çerçevesinde değerlendirilmelidir.

 

Bu yazı, herhangi bir kişi veya kuruma yönelik hukuki görüş teşkil etmemekte olup, sadece yüklendiği tarih itibarıyla yazarın mevzuata ve içtihata dair yorumunu göstermektedir. Yazar, okuyucuyla ilgili kendisine danışılmadığı sürece hiçbir sorumluluk kabul etmemektedir. Kanunlar, yönetmelikler ve uygulamalar zaman içerisinde değişir; çünkü hukuk ve muhakeme, insanlar yaşadıkça evrilmeye mahkumdur. Adil yargılanma ve kanunlara uygun bir muhakeme olduğu sürece, mevzuatın değişmesi sizleri endişelendirmesin.

 

Hukuki metinler, kanaatler ve yorumlar birer anlık fotoğraf gibidir; yalnızca çekildikleri zamanın gerçekliğini yansıtırlar. Bu nedenle, bu yazıda yer alan değerlendirmelerin ileride yürürlüğe girecek yeni düzenlemelerle geçerliliğini yitirmesi mümkündür.

 

Bu yazının içeriği, bir avukat-müvekkil ilişkisi doğurmaz ve yazıdan kaynaklı olarak doğabilecek herhangi bir zarardan dolayı sorumluluk kabul edilmez.

 

Mevzuat ve içtihat dışında, yazının tüm fikri hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeden alıntılanamaz; izinsiz şekilde kopyalanamaz veya herhangi bir mecra ya da platformda yayınlanamaz. Türkiye Barolar Birliği ile Adana Barosu’nun hakları saklıdır.

 

Hukukun ışığıyla yürümek isteyen herkese açık, samimi ve dürüst bir tartışma zemini sunmak dileğiyle…

 

Tüm hakları saklıdır, www.oguzgurlek.com

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yorumlar


bottom of page