Mala Zarar Verme Suçu: Basit ve Nitelikli Hâlleri
- gurlekhukuk
- 28 Eyl
- 6 dakikada okunur
TCK m.151-152 hükümlerinin amacı nedir?
Mala zarar verme suçu, başkasına ait mal varlığı değerlerini korumak amacıyla düzenlenmiştir. TCK 151. madde, bir kimsenin başkasına ait taşınır veya taşınmaz mala kasten zarar vermesini suç sayar. Böylece kanun, bireylerin mülkiyet hakkını ve mal güvenliğini ceza tehdidiyle koruma altına almıştır. Mala zarar vermenin basit hali, örneğin komşunun arabasının camını kırmak, birinin telefonunu kasten parçalamak gibi eylemleri kapsar. Kanun ayrıca 152. maddede mala zarar vermenin daha ağır (nitelikli) hallerini sayarak bazı mallara veya yöntemlere karşı işlenirse cezayı artırmıştır. Bu da, örneğin kamu malları veya kamu yararına tahsisli eşya ile orman, ibadethane gibi değerlere verilen zararın daha ciddi görülmesinden kaynaklanır. Özetle, mala zarar verme suçu, başkasının malına saygıyı sağlamak, keyfi ve kötü niyetli tahribatı önlemek için konulmuş bir hükümdür. Bu suç ile hem bireyin mal varlığı, hem kamu düzeni korunmaktadır.
Basit mala zarar verme suçunun unsurları nelerdir?
Basit (adi) mala zarar verme suçu TCK 151’de düzenlenir. Fail, başkasına ait taşınır veya taşınmaz bir mala hukuka aykırı olarak zarar vermelidir. Unsurlar:
(1) Mağdur başkası olmalıdır: Fail kendi malına zarar verirse suç oluşmaz (istisna: sigorta dolandırıcılığı için kendi malını yakmak gibi ayrı suç halleri hariç). Zarar verilen mal bir başkasının mülkiyetinde olmalıdır.
(2) Failin hareketi tahrip etmek olmalıdır: Kanun “kısmen veya tamamen yıkma, tahrip etme, yok etme, kullanılamaz hale getirme veya kirletme” fiillerini saymıştır. Yani malın maddi bütünlüğüne zarar verilir. Örneğin birinin bilgisayarını kırmak, duvarına boya dökmek, arabasının lastiğini kesmek hep mala zarar vermedir. Hafif ve geçici kirletmeler (örneğin evin kapısına ufak bir çizik atma) teorik olarak suçu oluşturur ama de minimis ilkesi (önemsizlik) uygulanabilir.
(3) Kast aranır: Mala zarar verme suçu kasten işlenebilir; taksirle (dikkatsizlikle) malına zarar vermek suç değildir (ayrı bir suç olarak düzenlenmemiş). Fail malın başkasına ait olduğunu bilmeli ve zarar vermeyi istemelidir.
(4) Şikayete bağlılık: Basit mala zarar verme suçu şikayete tabidir. Mağdur şikayet etmezse ceza davası açılmaz. Bu suç tipinin uzlaştırma kapsamına da girmesi nedeniyle, genelde dava açılmadan önce failin zararı ödemesiyle dosya kapanır (aşağıda değinilecek). Bu unsurların ışığında tipik senaryo: Fail, öfkeyle komşusunun penceresini kırdı; komşu şikayet etti; fail kasten zarar verdiği için suç oluştu. Şikayet olmadan (mağdurun rızası varsa) suç olmaz.
Mala zarar vermenin nitelikli halleri nelerdir?
TCK 152, mala zarar verme suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerini bentler halinde saymıştır. Bunlar, zarar verilen malın özel önemi veya fiilin işleniş biçimi ile ilgilidir: (a) Kamu malına zarar verme: Kamu kurumlarına ait veya kamunun yararına tahsis edilmiş bina, tesis, eşya hakkında olursa ceza 1-4 yıl arası hapis olur. Örneğin belediye otobüs durağını yakmak, devlet hastanesinin camlarını kırmak bu kapsamdadır.
(b) Afet önleme tesislerine zarar verme: Yangın, sel, kaza gibi felaketlere karşı korunmak için yapılmış her türlü eşya veya tesise zarar vermek nitelikli haldir. Örneğin yangın musluklarını kırmak.
(c) Ağaç, fidan, bağa zarar verme: Devlet ormanı dışında (çünkü orman yakmak ayrı suç) her türlü dikili ağaca, fidana, bağ çubuğuna zarar vermek de nitelikli haldir. Örneğin birinin bahçesindeki meyve ağaçlarını kesmek bu kapsama girer.
(d) Sulama ve afet tesislerine zarar: Baraj, bent, sel veya taşkından koruyan set vs. bunlara zarar vermek.
(e) Grev veya lokavtla bağlantılı zarar verme: İşçilerin veya işverenlerin grev/lokavt sırasında kullandığı bina, tesis veya eşyaya zarar vermek nitelikli haldir.
(f) Siyasi parti veya meslek kuruluşu malına zarar: Bu kurumların mülkiyetindeki bina, tesis, eşyaya zarar vermek nitelikli hal sayılır.
(g) Görevliye öç almak maksadıyla zarar: Görevinden ötürü bir kamu görevlisinin şahsi malına zarar vermek de nitelikli haldir.
(h) Yakarak veya patlayıcı ile zarar verme: Yangın çıkartarak veya patlayıcı madde kullanarak mala zarar verilirse ceza bir katına kadar artırılır.
(i) Genel tehlike oluşturacak tarzda zarar verme: Toprak kayması, çığ düşmesi, sel yaratma, radyasyon yayma gibi yöntemlerle zarar verilirse ceza yarıdan iki katına kadar artırılır. Görüldüğü gibi nitelikli hallerde ceza aralığı yükseltilir (basitte 4 ay-3 yıl iken niteliklide 1-4 yıl, bazı hallerde artırımla 8 yıla kadar). Ayrıca şikayete bağlılık durumu değişebilir: Nitelikli hallerin çoğu şikayete bağlı değildir (mesela kamu malına zarar verme resen kovuşturulur). Sonuç olarak, mala zarar vermenin nitelikli halleri failin cezasını artıran ve kamu ciddiyetini gösteren durumlardır.
Şikayete bağlılık ve uzlaştırma imkânı nedir?
Basit mala zarar verme (TCK 151) şikayete bağlı bir suçtur ve aynı zamanda uzlaştırma kapsamındadır. Bu ne demektir? Mağdur, 6 ay içinde şikayetçi olmazsa fail yargılanamaz. Şikayetçi olursa soruşturma başlar ancak dava açılmadan önce dosya uzlaştırma bürosuna gider. Uzlaştırma sürecinde fail, mağdurun zararını ödeyip ondan özür dilerse ve mağdur da anlaşırsa ceza davası açılmaz. Bu uygulamada çok sık görülür. Örneğin bir genç, komşusunun penceresini kırdıysa, zararı ödeyip komşudan özür diler; komşu da uzlaşmayı kabul ederse dosya kapanır, gencin sabıkası olmaz. Nitelikli hallerin bazıları uzlaşmaya tabi olmayabilir (örneğin kamu malına zarar verme – burada mağdur devlet olduğu için uzlaşma mekanizması işlemeyebilir). Ancak netice itibariyle mala zarar verme suçları, taraflar arasındaki sulhla çözülmeye müsait olarak görülmüştür. Bu yüzden uzlaştırma, failin zarar telafisine istekli olduğu durumlarda devreye girer ve davalar kısa sürede sonuçlanır. Şikayete bağlı suç olması da mağdura esneklik tanır; örneğin aile içinde mala zarar olduysa şikayet edilmeyerek ceza süreci engellenebilir. Kısacası, mala zarar verme suçunun kovuşturması büyük ölçüde mağdurun iradesine tabidir ve devlet, taraflar anlaşıyorsa cezalandırma yoluna gitmemeyi tercih eder.
Mala zarar verme ile hırsızlık suçu arasındaki fark nedir?
Mala zarar verme ve hırsızlık suçları bazen birlikte veya karıştırılarak gündeme gelebilir, ancak amaç ve sonuç yönüyle farklıdır. Hırsızlık (TCK 141), başkasına ait taşınır bir malı *yarar sağlamak amacıyla bulunduğu yerden almaktır. Fail malı çalar ve genellikle kendine menfaat sağlar. Mala zarar vermede ise failin derdi malı ele geçirmek değil, o mala zarar vermektir. Örneğin biri, komşusunun arabasının camını kırıp içeriden cüzdanını çalmışsa, burada hem hırsızlık hem mala zarar verme gibi görünür. Hukuken, failin asıl amacı hırsızlıktır; mala zarar verme suçu, hırsızlığın kolaylaştırıcı aracı olmuştur. Bu durumda Yargıtay uygulaması, failin sadece nitelikli hırsızlıktan (eşya kırarak yapılan hırsızlık) cezalandırılması, ayrıca mala zarardan ceza verilmemesi yönündedir – çünkü hırsızlık suçu içinde zaten o eylem değerlendirilir (içtima kuralları gereği). Buna karşılık, failin amacı malı çalmak değil de sadece tahrip etmekse, o zaman sadece mala zarar verme suçu oluşur. Mesela kıskanç biri, eski sevgilisinin telefonunu kırdı; burada menfaat sağlama değil zarar verme kastı var, hırsızlık değil mala zarar suçudur. Bir fark da şikayet yönündedir: Hırsızlık, şikayete bağlı değildir (mağdur şikayet etmese de devlet dava açar), mala zarar verme basit hali şikayete bağlıdır (mağdur isterse kovuşturulur). Ayrıca ceza miktarları farklıdır: Basit mala zarar verme 4 ay-3 yıl arası; basit hırsızlık 1-3 yıl arasıdır, nitelikli halleri daha yüksektir. Sonuç olarak, hırsızlık mala karşı kazanç sağlama suçu, mala zarar verme mala karşı saldırı suçudur. Eğer mal yok olmadan çalınmışsa hırsızlık; mal kırılıp yok edilmiş ama alınmamışsa mala zarar verme suçu gündeme gelir. Bazı durumlarda ikisi bir arada olabilir ama yukarıda açıklandığı üzere genellikle biri diğerinin içinde sayılarak tek ceza verilir.
Vatandaş için pratik yön: “Komşunun malına zarar verirsem ne olur?”
Diyelim ki komşunuzla kavga ettiniz ve sinirle onun bisikletini parçaladınız. Bu durumda mala zarar verme suçunu işlemiş olursunuz. Komşunuz polisi çağırıp şikayetçi olursa hakkınızda soruşturma başlar. Bu aşamada, suç şikayete bağlı olduğu için eğer komşu şikayetini geri alırsa olay kapanabilir. Genellikle mala zarar verme olaylarında uzlaşma yoluna gidilir: Uzlaştırmacı devreye girer ve sizden zararı tazmin etmenizi ister. Eğer siz komşunun bisikletinin yenisini alır veya tamir ettirir, üstüne özür dilerseniz, komşu da uzlaşmayı kabul ederse ceza davası açılmaz bile. Böylece sabıka kaydınız lekelenmez. Şayet uzlaşma olmaz veya komşu ısrarla davanın görülmesini isterse, dosya mahkemeye gider. Mahkeme şartlar uygunsa size muhtemelen HAGB uygulayabilir (ilk suçunuzsa). Bu sayede 5 yıl içinde bir daha suç işlemezseniz ceza almamış sayılırsınız. Eğer HAGB de uygulanmazsa, sonuç cezası çoğu zaman para cezası veya ertelenmiş hapis cezası olacaktır (4 ay – 3 yıl arası hapis veya adli para cezası öngörür kanun). İlk defa böyle bir suç işleyen kişiler genelde hapse girmez, cezası ertelenir veya para cezasına çevrilir. Ancak tekrarı halinde daha ciddi sonuçlar olabilir. Özetle: Komşunuzun malına kasıtlı zarar verirseniz, önce uzlaşma ve telafi şansınız vardır, bunu kullanın. Aksi halde yargılanır ve mahkumiyet alabilirsiniz. Ayrıca zarar verdiğiniz malın değerini ödemek zorunda kalırsınız (cezadan bağımsız tazmin sorumluluğunuz var). Vatandaşlarımıza tavsiye, böyle bir öfke anında vereceğiniz zararın ceza hukuku yaptırımı doğurabileceğini akılda tutmalarıdır; zira “komşumdur bir şey olmaz” denilip yapılan tahribatlar bile sonradan büyük kavgalara, davalara yol açabilir.
Bu yazı, hukuk bilimine katkı sağlamak maksadıyla kaleme alınmıştır.
Her somut olay, kendi özelinde ve koşulları çerçevesinde değerlendirilmelidir.
Bu yazı, herhangi bir kişi veya kuruma yönelik hukuki görüş teşkil etmemekte olup, sadece yüklendiği tarih itibarıyla yazarın mevzuata ve içtihata dair yorumunu göstermektedir. Yazar, okuyucuyla ilgili kendisine danışılmadığı sürece hiçbir sorumluluk kabul etmemektedir. Kanunlar, yönetmelikler ve uygulamalar zaman içerisinde değişir; çünkü hukuk ve muhakeme, insanlar yaşadıkça evrilmeye mahkumdur. Adil yargılanma ve kanunlara uygun bir muhakeme olduğu sürece, mevzuatın değişmesi sizleri endişelendirmesin.
Hukuki metinler, kanaatler ve yorumlar birer anlık fotoğraf gibidir; yalnızca çekildikleri zamanın gerçekliğini yansıtırlar. Bu nedenle, bu yazıda yer alan değerlendirmelerin ileride yürürlüğe girecek yeni düzenlemelerle geçerliliğini yitirmesi mümkündür.
Bu yazının içeriği, bir avukat-müvekkil ilişkisi doğurmaz ve yazıdan kaynaklı olarak doğabilecek herhangi bir zarardan dolayı sorumluluk kabul edilmez.
Mevzuat ve içtihat dışında, yazının tüm fikri hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeden alıntılanamaz; izinsiz şekilde kopyalanamaz veya herhangi bir mecra ya da platformda yayınlanamaz. Türkiye Barolar Birliği ile Adana Barosu’nun hakları saklıdır.
Hukukun ışığıyla yürümek isteyen herkese açık, samimi ve dürüst bir tartışma zemini sunmak dileğiyle…
Tüm hakları saklıdır, www.oguzgurlek.com
Yorumlar