Seri Muhakeme Usulü Nedir? Hangi Suçlarda ve Nasıl Uygulanır?
- gurlekhukuk
- 27 Tem
- 5 dakikada okunur
Seri muhakeme ne zaman gündeme gelir?
Seri muhakeme usulü, soruşturma evresinin sonunda savcılıkça kamu davası açmak için yeterli şüphe elde edildiğinde ve kamu davasının açılmasının ertelenmesi uygulanmadığında devreye giren özel bir usuldür. Yani savcı, elindeki delillerle dava açmaya hazırsa ve suç seri muhakeme kapsamındaysa, iddianame düzenleyip mahkemeye sunmak yerine bu usulü başlatabilir. Usul, şüpheli ile savcılık arasında hızlı bir çözüm anlaşması yapılması esasına dayanır. Amaç, belirli hafif suçlarda yargılamayı kısaltmak ve hızlı sonuç almaktır.
Savcı, seri muhakeme uygulamasına geçmeden önce, kanun gereği öncelikle “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” olasılığını değerlendirir. Eğer erteleme kararı verilmiyorsa ve suç kapsamdaysa seri muhakeme prosedürü başlatılır. Kısaca, seri muhakeme iddianame düzenlenmeden önce gündeme gelir ve şüpheli usule davet edilir. Şüphelinin teklifi kabul etmesiyle dosya mahkemeye gönderilir; kabul etmemesi halinde ise normal yargılama yoluna geçilir.
Hangi suçlarda seri muhakeme uygulanır?
Kanun, seri muhakemenin uygulanabileceği suçları sınırlı olarak saymıştır. Türk Ceza Kanunu’nda ve bazı özel kanunlarda yer alan belirli suçlar bu usule tabidir. Örneğin TCK kapsamında: hakkı olmayan yere tecavüz (TCK 154/2-3), kasten genel güvenliği tehlikeye sokma (TCK 170), alkollü araç kullanma ile trafik güvenliğini tehlikeye sokma (TCK 179/2-3), gurultu yapma (TCK 183), parada sahtecilik (TCK 197/2-3), mühür bozma (TCK 203), resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (TCK 206), kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (TCK 228/1) ve başkasının kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma (TCK 268) gibi suçlar seri muhakeme kapsamındadır. Ayrıca 6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu’nun bazı maddelerindeki silah suçları, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 93. maddesindeki suç, 1072 sayılı Kanun’daki kumar makinesi suçu ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’ndaki belirli suç da listeye dahildir. Bu suçların ortak özelliği, nispeten daha hafif cezalara tabi olmaları ve seri yargılama ile hızlı sonuç alınmasının hedeflenmesidir. Kapsama giren suçlar kanunda tek tek belirtildiğinden, bu liste dışında kalan suçlarda seri muhakeme uygulanamaz.
Suçun kabulü zorunlu mu? Kabul edilmezse ne olur?
Evet, seri muhakeme usulünün işlemesi için şüphelinin suçu kabul etmesi zorunludur. Savcı, usulün uygulanmasını müdafi huzurunda şüpheliye teklif eder; şüpheli bu teklifi kabul ederse süreç devam eder. Kabul edilmezse, seri muhakeme yapılmaz ve dosya normal yargılama sürecine döner. Hatta aynı olayda birden fazla şüpheli varsa ve içlerinden biri teklifi reddederse, hiçbiri için seri muhakeme uygulanamaz.
Şüpheli, teklifi kabul ettikten sonra dahi hüküm verilene dek vazgeçme hakkına sahiptir. Eğer hüküm kurulmadan önce şüpheli usulden vazgeçerse, dosya genel yargılamaya aktarılır ve seri muhakemede verdiği kabul beyanları normal yargılamada delil olarak kullanılamaz. Bu düzenleme, sırf ceza indirimi için kabul beyanı veren şüphelinin pişman olup vazgeçmesi durumunda, önceki beyanının aleyhine kullanılmamasını sağlar. Kısaca, şüphelinin rızası seri muhakemenin belkemiğidir; rıza yoksa ya da süreç içinde çekilirse, usul işlemeyip klasik yargılamaya geçilir.
Savcıyla yapılan pazarlık: Ceza teklifleri ve savunma stratejileri
Savcı, şüpheliye işlediği suç için bir ceza teklifinde bulunur. Kanun, bu teklifi belirlerken savcının uygulayacağı formülü açıkça çizmiştir: Savcı önce suçun kanuni cezasının alt ve üst sınırı arasında bir temel ceza tespit eder, varsa zincirleme suç hükümlerini uygular, sonra bu cezadan ½ oranında indirim yapar. Böylece, seri muhakeme teklifinde yarı oranında indirimli bir ceza ortaya çıkar. Ayrıca savcı, belirlenen bu cezayı şartları varsa adli para cezasına çevirebilir veya erteleyebilir; aynı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) şartları varsa onu uygulamayı da teklif edebilir. Sonuç olarak şüpheli, pazarlık sonucunda alacağı nihai cezayı baştan bilerek kabul eder. Mahkeme de onay verirken, savcının teklifinden daha ağır bir ceza veremez; genelde teklif edilen ceza neyse aynen hükme dönüşür. Bu nedenle seri muhakemede sürpriz yoktur: Şüpheli, anlaşmayı kabul ettiği anda, mahkeme kararında ne çıkacağını bilmektedir.
Savunma açısından, teklifi değerlendirirken şüphelinin suçu işlediğine dair delillerin gücü, olası bir normal yargılamada alacağı ceza ve sabıka durumu hep birlikte düşünülmelidir. Örneğin deliller zayıfsa savunma teklifi reddedip beraat şansını denemeyi düşünebilir. Ancak deliller kuvvetliyse, seri muhakeme ile cezanın yarıya indirilmesi avantajlı olacaktır. Müdafiin rolü de çok kritiktir: Avukat, savcıyla müzakerede bulunarak cezanın alt sınırdan belirlenmesi, mümkünse HAGB veya erteleme uygulanması için çaba gösterebilir. Stratejik olarak, şüphelinin sabıkası varsa ve HAGB mümkün değilse, seri muhakeme sonucunda hüküm kısa sürede kesinleşeceği için sabıka kaydına işlenip infaza geçeceğini de hesaba katmak gerekir. Müdafinin görevi esasen, şüpheliyi süreç hakkında bilgilendirmek ve seri muhakeme kabul edilirken şüphelinin yanında olmaktır.
Uygulamada karşılaşılan yaygın sorunlar ve örnekler
Seri muhakeme usulü yeni sayılabilecek bir uygulama olduğundan, pratikte bazı sorunlar yaşanmıştır. İlk olarak bilinç eksikliği: Bazı şüpheliler bu usulü yeterince anlamadan teklifi kabul edebiliyor. Bu yüzden savcının ve müdafiinin şüpheliyi sonuçları hakkında tam bilgilendirmesi çok önemli. Örneğin, teklifi kabul eden bir kişi artık beraat alamayacağını ve kısa sürede hükümlü hale geleceğini bilmelidir.
İkincisi, teknik eksiklikler: Savcının mahkemeye gönderdiği talep yazısında cezayı yarı indirimli hesaplamada veya alternatif yaptırımlara çevirmede hata olursa mahkeme bunları düzeltilmek üzere iade edebiliyor. Bu tür usulü geciktiren hatalar ilk zamanlarda sık görülmekteydi. Ayrıca, şüphelinin duruşmaya mazeretsiz gelmemesi de uygulamada rastlanan bir sorundur; kanun, gelmeyen şüpheliyi “vazgeçmiş sayılır” diyerek süreci sonlandırıyor.
Üçüncüsü, bazı durumlarda aynı olayda bir suç seri muhakeme kapsamındayken diğeri kapsam dışı olabiliyor. Örneğin, bir eylemde hem TCK 206 (resmi belgeye yalan beyan) hem de TCK 204 (resmi belgede sahtecilik) suçları oluşmuşsa – ilki kapsamda, ikincisi değil – bu durumda seri muhakeme uygulanamıyor. Bu da bazen karmaşık dosyalarda sürecin dışında kalınmasına yol açıyor.
Dördüncü olarak, Anayasa Mahkemesi müdahaleleri: Seri muhakeme hükümlerinin geriye yürümezliği konusunda bazı geçici maddeler AYM’ye taşındı. Özellikle 1/1/2020 öncesi kovuşturması başlamış dosyalara uygulanmamasına dair düzenleme, eşitsizlik yarattığı gerekçesiyle AYM tarafından iptal edildi. Bu kararlar, usulün uygulama alanını genişletti.
Örnek olarak, seri muhakeme sayesinde çok sayıda dosya kısa sürede sonuçlanmıştır. Adalet Bakanlığı verilerine göre 2024 yılında onbinlerce soruşturma seri muhakeme ile karara bağlanmıştır. Örneğin, yılın ilk yarısında 117 binden fazla suç seri muhakeme yoluyla hükme bağlanmış, yalnızca çok küçük bir kısmında talep mahkemece reddedilmiş veya usulden vazgeçilmiştir. Bu, klasik yargılama sistemine önemli bir hız kazandırmıştır. Ancak diğer yandan eleştiriler de vardır: Bazı hukukçular, masum olabilecek kişilerin yarı indirim cazibesiyle suçu kabul etme riskine dikkat çekmektedir. Bu nedenle, seri muhakemenin bilinçli ve adil uygulanması için sürekli eğitim ve denetim vurgulanmaktadır.
Bu yazı, hukuk bilimine katkı sağlamak maksadıyla kaleme alınmıştır.
Her somut olay, kendi özelinde ve koşulları çerçevesinde değerlendirilmelidir.
Bu yazı, herhangi bir kişi veya kuruma yönelik hukuki görüş teşkil etmemekte olup, sadece yüklendiği tarih itibarıyla yazarın mevzuata ve içtihata dair yorumunu göstermektedir. Yazar, okuyucuyla ilgili kendisine danışılmadığı sürece hiçbir sorumluluk kabul etmemektedir. Kanunlar, yönetmelikler ve uygulamalar zaman içerisinde değişir; çünkü hukuk ve muhakeme, insanlar yaşadıkça evrilmeye mahkumdur. Adil yargılanma ve kanunlara uygun bir muhakeme olduğu sürece, mevzuatın değişmesi sizleri endişelendirmesin.
Hukuki metinler, kanaatler ve yorumlar birer anlık fotoğraf gibidir; yalnızca çekildikleri zamanın gerçekliğini yansıtırlar. Bu nedenle, bu yazıda yer alan değerlendirmelerin ileride yürürlüğe girecek yeni düzenlemelerle geçerliliğini yitirmesi mümkündür.
Bu yazının içeriği, bir avukat-müvekkil ilişkisi doğurmaz ve yazıdan kaynaklı olarak doğabilecek herhangi bir zarardan dolayı sorumluluk kabul edilmez.
Mevzuat ve içtihat dışında, yazının tüm fikri hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeden alıntılanamaz; izinsiz şekilde kopyalanamaz veya herhangi bir mecra ya da platformda yayınlanamaz. Türkiye Barolar Birliği ile Adana Barosu’nun hakları saklıdır.
Hukukun ışığıyla yürümek isteyen herkese açık, samimi ve dürüst bir tartışma zemini sunmak dileğiyle…
Tüm hakları saklıdır, www.oguzgurlek.com
Yorumlar