top of page

SEGBİS Üzerinden Alınan İfade Ne Kadar Geçerli?

  • gurlekhukuk
  • 14 Tem
  • 6 dakikada okunur

SEGBİS Nedir ve Ne Amaçla Kullanılır?

SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi), kovuşturmalarda ve soruşturmalarda kişinin fiziksel olarak mahkemede veya savcılıkta bulunmaksızın, video konferans yöntemiyle ifade vermesine veya duruşmaya katılmasına imkân sağlayan bir sistemdir. Özellikle tutuklu veya hükümlü sanıkların, bulundukları ceza infaz kurumundan mahkeme salonuna getirilmeden, teknik cihazlar aracılığıyla duruşmada hazır bulunmalarını sağlar. SEGBİS’in temel amaçları, güvenlik risklerini azaltmak, ulaşım maliyetlerini düşürmek ve yargılamaları hızlandırmaktır. Örneğin, uzak bir cezaevinde tutuklu bulunan sanığın her celse getirilip götürülmesi hem zahmetli hem riskli olabilir; SEGBİS ile bu işlem elektronik ortamda yapılabilir.


Türk hukukunda SEGBİS kullanımı, CMK m.196 ve ilgili yönetmelik ile düzenlenmiştir. 2017 yılında yapılan değişiklikle CMK 196’ya eklenen fıkra, mahkemenin gerekli gördüğü durumlarda sanığın aynı anda sesli ve görüntülü iletişim tekniğiyle duruşmaya katılmasına karar verebileceğini belirtmiştir. Yani kanun, “istisnai hallerde” sanığın video konferans ile savunma yapabileceğini öngörmektedir. Bu istisnai haller genellikle zorunluluk halleri olarak ifade edilir:


SEGBİS, yalnızca sanıklar için değil, diğer yargılama aktörleri için de kullanılabilmektedir. Özellikle tanıkların, müştekilerin veya mağdurların bulundukları yerden ifadesinin alınması gerektiğinde (mesela başka şehirdeki bir tanığın sırf duruşma için gelmesi zorsa), SEGBİS bağlantısıyla ifade vermesi sağlanabilir. Ancak konu en çok sanık yönünden tartışmalıdır; zira sanığın bizzat mahkeme huzurunda savunma yapma hakkı, adil yargılanma hakkının önemli bir parçasıdır.


Yüz Yüzelik (Doğrudanlık) İlkesi ve Sanığın Hakları

Ceza yargılamasında yüz yüzelik ilkesi, sanığın kendisi aleyhine ileri sürülen delilleri ve tanıkları bizzat görüp dinleyebilmesini, iddia makamıyla ve tanıklarla yüz yüze olabilmesini ifade eder. Doğrudanlık ilkesi de hakimlerin delilleri bizzat duruşmada doğrudan doğruya görmeleri anlamına gelir. Bu ilkeler, adil yargılanma hakkının alt unsurlarıdır ve klasik olarak sanığın duruşmada hazır bulunmasını gerektirir.


SEGBİS kullanımı, teknik olarak sanığı “duruşmada hazır” kabul etmektedir, ancak fiziken değil online olarak hazırdır. Bu durum, yüz yüzelik ilkesinin nasıl yorumlanacağı sorusunu gündeme getirmiştir: Acaba sanık ekran aracılığıyla bağlandığında, mahkeme huzurunda sayılır mı? Türk yargısının ve AYM’nin yaklaşımı, olağanüstü durumlar dışında sanığın talebi halinde duruşmada fiziken bulunma hakkının üstün olduğudur. Anayasa Mahkemesi, bir kararında “korku veya güvenlik gerekçesiyle sanığın duruşmada taraflar huzurunda dinlenmemesinin tek başına gerekçe yapılamayacağını” vurgulayarak, teknik imkanlarla da olsa sanığın duruşmada bulunmasının sağlanması gerektiğini belirtmiştir. Yani, örneğin gizli tanık dinlenecek diye sanığı duruşmadan tamamen dışlamak yerine, sanık salonda iken tanığın sesi/görüntüsü değiştirilerek dinlenmesi gibi çözümler önerilmelidir demektedir.


Sanığın hakları bakımından SEGBİS kullanılırken dikkat edilmesi gereken hususlar:

  • Belgelerin sunulması ve incelemesi: Sanık salonda olmadığı için, duruşmada sunulan bir belge veya delili ekrandan görmesi zor olabilir. Bu nedenle mahkeme, SEGBİS bağlantısındaki sanığa gösterilen belgelerin okunmasını veya kameraya yansıtılmasını sağlamalıdır. Teknik olarak bu her zaman kolay olmasa da, hakkaniyet bunu gerektirir.

  • İfadenin anlaşılır alınması: SEGBİS bağlantısının ses ve görüntü kalitesi, savunmanın anlaşılırlığı için kritiktir. Teknik arıza veya bağlantıdaki kesintiler, sanığın sözünün anlaşılamamasına yol açabilir. Böyle bir durumda, zapta yanlış geçmesi veya hâkimin soruyu tekrarlamaması gibi riskler doğar. Bu nedenle teknik sorun yaşanırsa, duruşmanın ertelenmesi veya tekrarı gündeme gelebilir.

  • Sanığın itiraz hakkı: Sanık SEGBİS ile bağlanmak istemeyebilir, özellikle de “beni mahkemeye getirin, yüz yüze yargılanmak istiyorum” diyebilir. Kanunen çok ağır cezalık suçlarda (özellikle müebbet veya ağırlaştırılmış müebbet hapis gerektiren suçlarda) sanığın duruşmada hazır bulundurulması esastır; SEGBİS istisna olmalıdır. Eğer sanık makul bir gerekçe olmaksızın sırf kolaylık diye SEGBİS’e zorlanırsa, bu durum bir hak ihlali doğurabilir. Anayasa Mahkemesi, fiziken duruşmada bulunma talebi ısrarla reddedilen bir sanığın adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. Bu somut olayda, sanık güvenlik gerekçesiyle başka bir ile nakledilmiş ve SEGBİS’le bağlanması istenmiştir; sanık kabul etmediğinde duruşma yokluğunda yapılmış ve mahkumiyet çıkmıştır. AYM, makul güvenlik kaygıları bulunsa da mahkemenin sanığın duruşmada bulunma hakkını yeterince gözetmediğini belirterek yeniden yargılama kararı vermiştir.


Özetle, sanığın kendi istemi önemlidir: Eğer sanık SEGBİS’e razı değil ve fiilen mahkemeye gelmek istiyorsa, mahkeme bunu ciddi gerekçeler olmaksızın reddetmemelidir. Aksi halde yargılama sonunda karar çıkmış olsa bile, bu durum AYM’de veya AİHM’de hak ihlali olarak değerlendirilebilir.


SEGBİS’in Geçerliliği ve Sınırlılıkları

Teknik olarak SEGBİS üzerinden alınan ifade, hukuken geçerli bir ifadedir. Yeter ki usulüne uygun şekilde alınmış olsun. Yani, öncesinde yasal uyarılar yapılmış, kimlik tespiti gerçekleştirilmiş, müdafi hakkı sağlanmış ve ifade veren kişi beyanlarını özgür iradesiyle yapmış olsun. SEGBİS ile alınan ifade tutanakları, mahkemedeki normal ifade tutanakları gibi imza altına alınır (çoğunlukla hazır bulunan zabıt katibi tarafından) ve dosyaya konur. Bu bakımdan şeklen bir eksiklik yoktur.

Ancak değerlendirme aşamasında SEGBİS ile alınan ifadelerin bazı sınırlılıkları olabilir:

  • Duruşma atmosferinin eksikliği: Özellikle mahkeme huzurunda savunma yapmak, hâkime doğrudan hitap etmek ile ekrandan konuşmak psikolojik olarak farklıdır. Bazı hukukçular, ifadenin etkililiğinin azalabileceğini düşünmektedir. Örneğin, sanığın jest ve mimiklerinin tam görülmemesi, heyecanın hissedilmemesi gibi durumlar söz konusu olabilir.

  • Teknik aksaklıklar: Eğer bağlantı kalitesizse, sözlerin tekrar edilmesi veya yanlış anlaşılması riski vardır. Önemli ayrıntılar gözden kaçabilir. Böyle bir durumda, savunma hakkının kısıtlandığı iddia edilebilir. Mahkeme, SEGBİS kaydını da dosyaya ekleyerek sonradan denetime imkân sağlayabilmektedir; böylece gerekirse kaydı izleyerek eksik noktaları tamamlayabilir.

  • Katılımcıların birbirini görmesi: Adil yargılanmanın bir unsuru da, sanığın yargılamanın diğer süjelerini (heyet, müşteki, mağdur ve tanıkları) görebilmesidir. SEGBİS’te sanık, tanığın ifadesini aynı ekrandan dinleyebilir; fakat fiziken orada olmaması bazı ayrıntıları kaçırmasına yol açabilir. Yine de, yönetmelik gereği SEGBİS ekranları çoklu olarak kullanılabildiğinden, mahkeme salonundaki kameralar sayesinde sanık tüm salonu (heyeti, tanığı, savcıyı ve huzurda bulunanları) görebilir, onlar da sanığı görebilir durumda olmalıdır. Eğer teknik altyapı düzgün kurulmuşsa, bu görünürlük sağlanmaktadır.


Yargı kararları, SEGBİS kullanımına meşru sebepler oldukça izin verildiğini, ancak bunun genel bir kural haline dönüşmemesi gerektiğini belirtir. Anayasa Mahkemesi’nin 2020’deki bir kararında, sanığın ısrarla talep etmesine rağmen duruşmaya getirilmemesi ve SEGBİS’e zorlanması hak ihlali sayılmıştır. Mahkeme, güvenlik ve uzun yargılama süresi gibi gerekçelerin anlaşılabilir olduğunu ancak sanığın hazır bulunma hakkına daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu karar, SEGBİS’in koşullara bağlı bir kolaylık olduğunu, asıl olanın sanığın mahkemede bulunması olduğunu teyit eder niteliktedir. Bir başka deyişle, SEGBİS uygulaması yaygınlaşırken adil yargılanma standartları göz ardı edilmemelidir.


Öte yandan, pandemi dönemi gibi olağanüstü durumlarda SEGBİS’in yaygın kullanımı kaçınılmaz hâle gelmiştir. 2020-2021 döneminde pek çok duruşma SEGBİS’le yapılmış, hatta avukatlar da bulundukları yerden katılmıştır. Bu süreçte, sistemin teknik altyapısı oldukça geliştirilmiş olsa da, hukukçular her dosyada SEGBİS’in uygun olup olmadığını değerlendirmeye devam etmektedir.


Sonuç: SEGBİS Kullanırken Denge Nasıl Kurulmalı?

SEGBİS, çağın getirdiği teknolojik bir imkân olarak ceza muhakemesinde verimliliği artıran bir araçtır. Doğru kullanıldığında, hem yargılamayı hızlandırabilir hem de uzak mesafeleri sorun olmaktan çıkarabilir. Ancak sanığın savunma hakkı, mahkeme huzurunda bulunma hakkı gibi temel güvenceler gözetilmeden sırf pratik kolaylık uğruna SEGBİS’e başvurmak, adalet algısına zarar verebilir.

Bu nedenle uygulamada ideal denge şöyle kurulmalıdır:

  • Zorunluluk halinde SEGBİS kullanılmalı: Sanığın sağlık durumu, güvenlik riski, olağanüstü hal vb. açık gerekçeler yoksa sanık duruşmada bulundurulmalı. SEGBİS, bu gibi zorunlu hallerin çözümü olmalı, normalin yerine geçen rutin bir uygulama olmamalı.

  • Sanığın rızası dikkate alınmalı: Eğer sanık “ben SEGBİS ile ifade vermeyi kabul ediyorum” derse, elbette sorun yoktur. Fakat “hayır, mutlaka gelmek istiyorum” diyorsa mahkeme bu talebi ciddiyetle değerlendirmeli, reddediyorsa güçlü gerekçeler sunmalı.

  • Teknik altyapı eksiksiz olmalı: SEGBİS bağlantısı kurulacaksa, duruşma salonundaki kamera ve mikrofonların, cezaevindeki veya ilgili mekandaki cihazların düzgün çalışması sağlanmalı. İfade sırasında kesinti olursa zapta net şekilde geçmeli ve tekrarlanmalı.

  • Avukat ile gizli görüşme imkanı sağlanmalı: Sanık, SEGBİS ile bağlandığında avukatı aynı odadaysa zaten iletişim mümkün. Değilse, mahkeme kısa bir ara verip sanığın avukatını telefonla arayarak konuşmasına veya benzeri yöntemlere izin vermelidir. SEGBİS Yönetmeliği ve altyapısı gereği, teknik olarak müdafi ile şüphelinin/sanığın CMK m.149 f.3 gereği duruşma esnasında iletişim kurması mümkündür; bu SEGBİS vasıtasıyla da kullanılabilir.


Unutulmamalıdır ki, adaletin şekli unsurları da en az maddi gerçek kadar önemlidir. Sanığın kendini mahkeme tarafından dinlenmiş hissetmesi, hakkını tam anlamıyla kullanabildiğini düşünmesi gerekir. Ekran aracılığıyla bunu sağlamak zor olsa da imkansız değildir.


Sonuç olarak,

SEGBİS üzerinden alınan ifade kural olarak geçerlidir ve hükme esas olabilir, ancak bunun için sanığın adil yargılanma hakkına halel gelmemesi şarttır. Anayasa Mahkemesi ve yargı içtihatları, SEGBİS kullanımının sınırlarını çizmiş; ihtiyaç olduğunda fakat hakkaniyete uygun biçimde uygulanmasını öğütlemiştir. Bu çerçevede, her somut olayda SEGBİS kararı titizlikle değerlendirilerek, gerektiğinde klasik usule dönmekten çekinilmemelidir.

 

Bu yazı, hukuk bilimine katkı sağlamak maksadıyla kaleme alınmıştır.

 

Her somut olay, kendi özelinde ve koşulları çerçevesinde değerlendirilmelidir.

 

Bu yazı, herhangi bir kişi veya kuruma yönelik hukuki görüş teşkil etmemekte olup, sadece yüklendiği tarih itibarıyla yazarın mevzuata ve içtihata dair yorumunu göstermektedir. Yazar, okuyucuyla ilgili kendisine danışılmadığı sürece hiçbir sorumluluk kabul etmemektedir. Kanunlar, yönetmelikler ve uygulamalar zaman içerisinde değişir; çünkü hukuk ve muhakeme, insanlar yaşadıkça evrilmeye mahkumdur. Adil yargılanma ve kanunlara uygun bir muhakeme olduğu sürece, mevzuatın değişmesi sizleri endişelendirmesin.

 

Hukuki metinler, kanaatler ve yorumlar birer anlık fotoğraf gibidir; yalnızca çekildikleri zamanın gerçekliğini yansıtırlar. Bu nedenle, bu yazıda yer alan değerlendirmelerin ileride yürürlüğe girecek yeni düzenlemelerle geçerliliğini yitirmesi mümkündür.

 

Bu yazının içeriği, bir avukat-müvekkil ilişkisi doğurmaz ve yazıdan kaynaklı olarak doğabilecek herhangi bir zarardan dolayı sorumluluk kabul edilmez.

 

Mevzuat ve içtihat dışında, yazının tüm fikri hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeden alıntılanamaz; izinsiz şekilde kopyalanamaz veya herhangi bir mecra ya da platformda yayınlanamaz. Türkiye Barolar Birliği ile Adana Barosu’nun hakları saklıdır.

 

Hukukun ışığıyla yürümek isteyen herkese açık, samimi ve dürüst bir tartışma zemini sunmak dileğiyle…

 

Tüm hakları saklıdır, www.oguzgurlek.com

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yorumlar


bottom of page