Sebepsiz Zenginleşme Davaları: Hangi Hallerde Açılır?
- gurlekhukuk
- 31 Ağu
- 5 dakikada okunur
Sebepsiz zenginleşme kavramı: Sebepsiz zenginleşme, hukuken geçerli ve meşru bir sebep olmaksızın bir kimsenin malvarlığında artış (zenginleşme), buna karşılık bir başkasının malvarlığında dengesel bir azalma (fakirleşme) meydana gelmesi durumudur. Türk Borçlar Kanunu m.77’de “haklı bir sebep olmaksızın başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür” denilerek bu ilke ortaya konmuştur. Burada “haklı sebep” genellikle bir sözleşme, kanun hükmü veya hukuki neden anlamına gelir. Eğer böyle bir neden yoksa, biri kazanıp diğeri kaybetmişse, hukuk bu dengesizliği gidermek için sebepsiz zenginleşme davasını öngörür.
Örneğin bir yanlışlık sonucu A, B’ye ait 1.000 TL’yi kendi hesabına geçirmiş olsa, A sebepsiz zenginleşmiştir ve geri iade borcu doğar. Aynı şekilde geçersiz bir sözleşme uyarınca ödenen paraların iadesi de sebepsiz zenginleşme hükümlerine tabidir. Bu kurum, “haksız kazanç yok edilmelidir” düşüncesine dayanır ve adaletsiz mal edinmeleri düzeltmeyi amaçlar. Doktrinde sebepsiz zenginleşme bir “tamamlayıcı sorumluluk” olarak görülür; ne haksız fiil ne sözleşme varsa başvurulacak genel ilkedir.
Geri verme yükümlülüğünün şartları: Sebepsiz zenginleşme davasının başarıyla açılabilmesi için bazı şartların bir arada bulunması gerekir. Bir Yargıtay kararında özetlendiği üzere:
(1) Bir taraf zenginleşirken aynı işlem veya olay sonucunda diğer taraf fakirleşmiş olmalıdır; (2) bu zenginleşme ile fakirleşme arasında uygun illiyet bağı, yani bağlantı olmalıdır; (3) zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır veya başlangıçta haklı bir sebep varsa bile sonradan ortadan kalkmış olmalıdır.
TBK m.77/2’de örnekleme yoluyla özellikle “geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sonradan ortadan kalkmış bir sebebe dayanması” durumunda zenginleşmenin iadesi gerektiği belirtilmiştir. Örneğin kesin hükümsüz (butlan) bir sözleşme uyarınca ödenen para, hukuki sebep yokluğundan geri istenebilir. Ya da sözleşme kurulmuş ama beklenen hukuki sebep gerçekleşmemiş (örneğin evlenme vaadiyle verilen takılar evlenme olmayınca) ise geri verme yükümlülüğü doğar. Keza başta mevcut bir sebep vardı fakat sonradan ortadan kalktıysa (örneğin şartlı bir ödeme yapıldı ama şart gerçekleşmedi), artık onu elde tutmanın sebebi kalmadığından geri verilmelidir.
Örnekler: Bir kimse borçlu olmadığı halde kendisini borçlu sanıp ödeme yapmışsa, borç zannederek ifa söz konusu olduğundan geri isteyebilir (TBK m.78). Ancak bilerek (borç olmadığını bilerek) ödeme yaparsa geri isteyemez. Ayrıca ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi veya zamanaşımına uğramış borcun ödenmesi gibi durumlarda da iade istenemez (TBK m.78), zira kanun bu tür ödemeleri geri almaya ahlaken izin vermez. Sonuç olarak, sebepsiz zenginleşme talebi için zenginleşen, zenginleşmesinin hukuk tarafından korunmadığını bilmelidir. Eğer karşı tarafta bir sözleşme, haksız fiil veya yasal bir sorumluluk varsa zaten bu yollara başvurulur; yoksa sebepsiz zenginleşme devreye girer.
Hak düşürücü süreler: Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı belli sürelerle sınırlıdır. TBK m.82, sebepsiz zenginleşme davalarında iki tür zamanaşımı süresi öngörür: (i) Zenginleşenin, geri isteme hakkını öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl;
(ii) her halde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten itibaren 10 yıl. Bu süreler dolduktan sonra dava hakkı düşer.
Bir örnekle açıklarsak: Ali, Veli’ye yanlışlıkla 2020 yılında fazla para gönderdiğini 2023’te fark ederse, 2023’te öğrenme ile 2 yıllık süresi başlar ve en geç 2025’e kadar dava açabilir; ancak ilk zenginleşme 2020’de olduğundan 2030’a kadar her halükarda hakkı var, 2030’u geçerse talep edemez. Bu süreler hak düşürücü süre olarak kabul edilir, yani hakim tarafından re’sen dikkate alınır. Yine TBK m.82, bir istisna da getirir: Eğer zenginleşme, zenginleşenin bir alacak hakkı kazanması yoluyla gerçekleşmişse (mesela iptal edilmiş bir sözleşme ile kağıt üstünde bir alacak hakkı elde ettiyse), karşı taraf istem hakkı zamanaşımına uğramış olsa bile borcunu ifadan kaçınabilir. Bu, def’idir; pasif tutumla borç ödemekten kaçınılabilir.
Uygulamada karşılaşılan örnekler (fazla ödeme, geçersiz sözleşme): Sebepsiz zenginleşme davaları pratikte genellikle şu durumlarda açılır:
Fazla veya yanlış ödeme yapma durumları: Örneğin banka havalesinde hatalı IBAN girilmesiyle yanlış kişiye para gönderilmesi çok rastlanır; bu durumda parayı alan kişi iade etmezse, gönderen sebepsiz zenginleşme davası açarak parasını geri isteyebilir. Yargı kararlarında bu durumlar “iade edilmesi gereken haksız zenginleşme” olarak değerlendirilir.
Geçersiz (butlan) sözleşme: Örneğin tapuda satış işlemi yapılmış ancak satış hukuken geçersiz (örneğin muvazaa veya ehliyetsizlik nedeniyle) sayılmışsa, tapu iadesi ile birlikte ödenen bedelin de sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi gerekir. Yargıtay, geçersiz sözleşmelerde tarafların birbirine verdiklerini iade etmeleri gerektiğini, bunun da sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğini belirtmektedir.
İfası imkânsız veya gerçekleşmeyen sözleşme avansları: Diyelim ki bir organizasyon için kapora (doğrusu kaparodur) ödendi ama etkinlik hiç gerçekleşmedi; bu durumda kaporayı alan taraf haklı bir sebep olmaksızın zenginleşmiş olur ve geri vermelidir.
Hükümsüz kalan işlemler: Örneğin evlilik sözleşmesi olmadan nişanlılık döneminde yapılan yüklü harcamalar, takı ve hediyeler – nişan bozulduğunda bunlar da sebepsiz zenginleşme konusu olabilir. Kanun nişan bozulmasında özel bir madde ile hediyelerin iadesini düzenlemişse de (TMK m.122), genel olarak da haksız bir zenginleşme durumu mevcuttur.
Kamu ödemeleri: Bazen idare, vatandaşa yersiz bir ödeme yapar (örneğin emekli maaşı yanlış hesaplanıp fazla ödenir); bu durumda idare hukuku kuralları yanında sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği de kişi geri ödemekle yükümlüdür.
Zamanaşımına uğramış borcun ödenmesi: Bu, özel bir durumdur; TBK m.78 gereği zamanaşımı dolduktan sonra borçlu kendi isteğiyle öderse geri isteyemez. Ancak yanlışlıkla ödeme olsaydı (borcun zamanaşımına uğradığını bilmiyordu diyelim), kendini borçlu sanma hali olduğundan iade istenebilirdi. Görüldüğü üzere, sebepsiz zenginleşme günlük hayatta çoğunlukla para iadesi davaları olarak karşımıza çıkar ve adaletsiz zenginleşmeleri düzeltir.
İstisnai durumlar: Kanun ve yargı uygulaması bazı durumlarda sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanmasını kısıtlar veya farklı düzenler. Örneğin TBK m.81, hukuka veya ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şeyin geri istenemeyeceğini söyler. Yani ahlaka aykırı bir amacı gerçekleştirmek için para veya mal vermişseniz (örneğin yasa dışı bir iş için rüşvet), bunu sonradan “sebep yok” diyerek geri talep edemezsiniz. Mahkeme, ancak kamu yararı görürse o paranın devlete mal edilmesine karar verebilir. Bir başka istisna, kumar veya bahisten doğan alacaklar için geçerlidir: Kumar borcu hukuken talep edilemez (TBK m.604), ancak kazanan taraf parasını peşin aldıysa kaybeden sebepsiz zenginleşme davası açamaz. Çünkü kanun, kumar ve bahisten doğan sebepsiz zenginleşme taleplerini dinlememeyi tercih etmiştir (ahlaki sakınca nedeniyle).
Ayrıca sebepsiz zenginleşme hükümleri, işlemin tarafları dışında 3. kişilere kural olarak uygulanmaz; zenginleşme iki taraf arasında giderilir. Bir diğer önemli nokta, TBK m.79’daki iyi niyetli zenginleşen ile kötü niyetli zenginleşen ayrımıdır. İyi niyetli zenginleşen (yani elde ettiği şeyin sebepsiz olduğunu bilmeden harcama yapan), sadece elinde kalan miktarı iade eder; elinden çıkmış kısımdan sorumlu tutulmaz. Buna karşın kötü niyetli (zenginleşmeyi haksız olduğunu bilerek hareket eden) zenginleşen, tüm miktarı iade etmek zorundadır, elden çıkardığı kısımlar da dahil (tabii kendisinin de zenginleşmeden doğan harcamaları vs. gözetilerek). Ayrıca iyi niyetli zenginleşen yaptığı zorunlu ve faydalı giderleri isteyebilir (TBK m.80), kötü niyetli ise sadece mevcut değer artışı kadar faydalı gider talep edebilir. Bu hükümler, iade dengesini hakkaniyete uygun şekilde kurmayı amaçlar.
Sonuç itibarıyla sebepsiz zenginleşme davaları, ne haksız fiil ne sözleşme hükümlerine giremeyen, fakat hakkaniyetin de zenginleşenin kazancını olduğu gibi bırakmaya el vermediği hallerde başvurulan önemli bir hukuki çözüm yoludur. Vatandaşlar genellikle yanlış ödemeler, geçersiz anlaşmalar veya beklenmedik durumlarda bu davayı açarak uğradıkları eksilmeyi telafi etme yoluna giderler. Yargıtay da kararlarında, sebepsiz zenginleşme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini titizlikle inceleyerek (örneğin yakın akraba arasındaki karşılıksız kazandırmaların geri istenemeyeceği yönünde veya sözleşme varken sebepsiz zenginleşmeye gidilemeyeceği yönünde kararlar vererek) bu alanın suiistimal edilmemesini sağlar.
Bu yazı, hukuk bilimine katkı sağlamak maksadıyla kaleme alınmıştır.
Her somut olay, kendi özelinde ve koşulları çerçevesinde değerlendirilmelidir.
Bu yazı, herhangi bir kişi veya kuruma yönelik hukuki görüş teşkil etmemekte olup, sadece yüklendiği tarih itibarıyla yazarın mevzuata ve içtihata dair yorumunu göstermektedir. Yazar, okuyucuyla ilgili kendisine danışılmadığı sürece hiçbir sorumluluk kabul etmemektedir. Kanunlar, yönetmelikler ve uygulamalar zaman içerisinde değişir; çünkü hukuk ve muhakeme, insanlar yaşadıkça evrilmeye mahkumdur. Adil yargılanma ve kanunlara uygun bir muhakeme olduğu sürece, mevzuatın değişmesi sizleri endişelendirmesin.
Hukuki metinler, kanaatler ve yorumlar birer anlık fotoğraf gibidir; yalnızca çekildikleri zamanın gerçekliğini yansıtırlar. Bu nedenle, bu yazıda yer alan değerlendirmelerin ileride yürürlüğe girecek yeni düzenlemelerle geçerliliğini yitirmesi mümkündür.
Bu yazının içeriği, bir avukat-müvekkil ilişkisi doğurmaz ve yazıdan kaynaklı olarak doğabilecek herhangi bir zarardan dolayı sorumluluk kabul edilmez.
Mevzuat ve içtihat dışında, yazının tüm fikri hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeden alıntılanamaz; izinsiz şekilde kopyalanamaz veya herhangi bir mecra ya da platformda yayınlanamaz. Türkiye Barolar Birliği ile Adana Barosu’nun hakları saklıdır.
Hukukun ışığıyla yürümek isteyen herkese açık, samimi ve dürüst bir tartışma zemini sunmak dileğiyle…
Tüm hakları saklıdır, www.oguzgurlek.com
Yorumlar