Mirasın Reddi ve Sonuçları: Süre, Şart ve Hak Kaybı Riski
- gurlekhukuk
- 10 saat önce
- 4 dakikada okunur
Mirasın Reddi Nedir?
Mirasın reddi, yasal veya atanmış mirasçının, ölen kişinin (mirasbırakanın) terekesini kabul etmemesi, mirasçılık sıfatından feragat etmesidir. Bir mirasçı, miras bırakanının borçlarından sorumlu olmak istemediğinde veya mirası istemediğinde redd-i miras yoluna başvurabilir. Reddi miras yaptığında, hukuken miras bırakana hiç mirasçı olmamış gibi sayılır. Bunun özellikle borca batık (borçları malvarlığından çok) miraslarda önemi büyüktür; zira reddetmezseniz o borçlarla birlikte mirası da kabul etmiş olursunuz.
Ret Süresi ve Usulü: Kanun, mirasçılara mirası reddetmeleri için belli bir süre tanımıştır. TMK m.606’ya göre miras, mirasçı olduğunu öğrenen kişi için 3 ay içinde reddolunabilir. Bu süre, yasal mirasçılar için genellikle ölümün öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlar; atanmış mirasçılar (vasiyetname ile mirasçı atananlar) için kendilerine vasiyetnamenin resmi tebliğ tarihinden itibaren 3 aydır. Örneğin bir kişi 1 Ocak’ta vefat etti ve oğlu bu ölümü 5 Ocak’ta öğrendiyse, oğul için 5 Ocak’tan itibaren 3 ay (yani 5 Nisan’a kadar) redd-i miras beyanında bulunma hakkı vardır.
Reddi miras beyanı, mirasçının yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesine yazılı veya sözlü dilekçeyle yapılır (TMK m.609). Mahkeme bu beyanı tutanağa geçirir ve özel kütüğe kayıtlar. Ret beyanı kayıtsız ve şartsız olmalıdır; mirası kısmen reddetmek veya şart ileri sürmek mümkün değildir.
Süresinde "Ret" Etmezse: Mirasçı, kanuni 3 aylık süre içinde mirası reddetmezse mirası kesin olarak kazanmış (kabul etmiş) sayılır (TMK m.610). Bu, hak düşürücü süre niteliğindedir; süre geçtikten sonra artık redd-i miras yapılamaz. Hak kaybı riski tam da buradadır: 3 ay içinde işlemleri yapmayan mirasçı, istemese bile mirasçı olur ve tüm alacak ve borçlarıyla mirası üstlenir. Ayrıca mirasçı, daha süre dolmadan mirasçı gibi davranırsa – örneğin tereke mallarını gizler, kendine mal eder veya olağan yönetim dışında tasarruflar yaparsa – artık mirası reddedemez. Kanun, terekeye müdahale eden mirasçının sonradan “ben reddediyorum” diyerek sorumluluktan kaçmasını engeller. Örneğin miras bırakanın değerli eşyalarını alıp saklayan bir mirasçı, mirası kabul etmiş sayılır.
Mirasın Hükmen Reddi: Eğer miras bırakanın ölüm anındaki malvarlığı borçlarını ödemeye açıkça yetmiyorsa veya resmen iflas etmişse, kanun gereği miras reddedilmiş sayılır (TMK m.605). Bu “hükmi ret” durumunda mirasçılar ayrıca beyanda bulunmasa da sanki reddetmiş gibidirler ve tereke iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Örneğin babanızın bırakmış olduğu malvarlığı hiç yok ama yüklü borçları varsa, siz de mirası kabul etmediyseniz kanunen zaten reddedilmiş sayılırsınız. Bu hüküm, borçlu miras bırakanın mirasçılarını otomatik korur.
Reddi Mirasın Sonuçları: Mirası reddeden mirasçı, sanki o kişi miras bırakandan önce ölmüş gibi, payı diğer hak sahiplerine geçer (TMK m.611). Örneğin çocuk, babasının mirasını reddederse, onun payı kendi çocuklarına (yani miras bırakanın torunlarına) geçer; onlar da reddederse sıra bir altsoya veya diğer mirasçılara gider. En yakın mirasçıların tamamı mirası reddederse, miras iflas hükümlerine göre tasfiye edilir (resmi tasfiye) ve kalan bir değer olursa devlete değil, reddetmemişler gibi yine mirasçılara verilir (TMK m.612). Örneğin tüm çocuklar reddetti, tereke resmi tasfiye edildi ve borçlar ödenip biraz para arttı; bu para çocuklara verilir (kanun, reddi pişmanlık halinde bir nebze telafi ediyor). Eğer altsoy hep reddederse, miras sağ kalan eşe geçer (m.613); o da reddederse resmi tasfiye yapılır.
Hak Kaybı ve Sorumluluk Riski: Mirası reddetmenin en büyük avantajı, miras bırakanın borçlarından kurtulmaktır. Ancak kanun kötüye kullanımı önlemek için bazı korumalar koymuştur: Miras bırakan borca batıksa ve mirasçı onu alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla reddettiyse, alacaklılar reddin iptalini isteyebilir (TMK m.617). Örneğin babanın malvarlığı borcunu karşılamaya yetmiyor, ama baba son 5 yılda çocuğuna para aktarmış. Çocuk mirası reddedip bu parayı tutarsa, babanın alacaklıları 6 ay içinde dava açıp reddi mirasın iptalini sağlayabilirler. Mahkeme reddi iptal eder ve terekeyi iflas hükümleriyle tasfiye eder; böylece alacaklılar çocuğun elindeki o paraya ulaşabilir. Ayrıca TMK m.618’e göre, miras bırakanın ölmeden önceki 5 yıl içinde yaptığı bağış ve kazandırmalar için mirası reddeden mirasçılar, alacaklılara karşı aldıkları değer ölçüsünde sorumludur. Bu da, mirasçının hak kaybı riski olmaksızın menfaat sağlamaması içindir.
Özetle, mirasın reddi süresi 3 aydır; bu süre içinde sulh mahkemesine başvurulmazsa miras otomatik kabul edilmiş olur ve artık reddedemezsiniz. Reddi miras, hiçbir koşula bağlanmadan, yazılı/sözlü beyanla yapılmalı ve tutanağa geçmelidir. Süreyi kaçırmak en önemli hak kaybı riskidir, çünkü istemediğiniz borçlar size kalabilir. Keza, mirasçının tereke mallarına gereğinden fazla müdahale etmesi de ret hakkını düşürür, bu da bir başka hak kaybıdır. Reddedilen miras payınız varsa, sanki siz yokmuşsunuz gibi çocuklarınıza veya diğer akrabalara geçer; onlar da istemezse resmi tasfiye yapılır. Mirası reddettiğinizde mirasın borçlarından kurtulursunuz, ancak miras bırakanın son 5 yılda size yaptığı büyük bağışlar varsa alacaklılara karşı bunlardan sorumlu olabileceğinizi unutmayın.
Eğer miras bırakanın borçlarının çok olduğunu düşünüyorsanız, vefatını öğrendiğiniz tarihten itibaren durumu netleştirip 3 ay içinde redd-i miras yapmayı ihmal etmeyin. Bu beyan basit bir dilekçeyle sulh mahkemesine verilir ve harcı düşüktür. Aksi halde sürenin geçmesi büyük hak kaybına yol açabilir. Tam tersi, mirasta malvarlığı varsa ama siz yanlışlıkla reddederseniz, o malvarlığından mahrum kalırsınız. Dolayısıyla kararı bilinçli vermek gerekir. Emin olmadığınız durumlarda tereke defterinin tutulmasını isteme (tespit) hakkınız da mevcuttur; bu, sürenizi bir ay daha uzatır (TMK m.620). Unutmayın ki, mirası kanuni sürede reddetmezseniz, “mirasçılar mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur” hükmü devreye girer ve borçlardan sorumlu hale gelirsiniz. Bu nedenle hak kaybı yaşamamak için mirasın reddi süresine ve şartlarına dikkat etmek çok önemlidir.
Bu yazı, hukuk bilimine katkı sağlamak maksadıyla kaleme alınmıştır.
Her somut olay, kendi özelinde ve koşulları çerçevesinde değerlendirilmelidir.
Bu yazı, herhangi bir kişi veya kuruma yönelik hukuki görüş teşkil etmemekte olup, sadece yüklendiği tarih itibarıyla yazarın mevzuata ve içtihata dair yorumunu göstermektedir. Yazar, okuyucuyla ilgili kendisine danışılmadığı sürece hiçbir sorumluluk kabul etmemektedir. Kanunlar, yönetmelikler ve uygulamalar zaman içerisinde değişir; çünkü hukuk ve muhakeme, insanlar yaşadıkça evrilmeye mahkumdur. Adil yargılanma ve kanunlara uygun bir muhakeme olduğu sürece, mevzuatın değişmesi sizleri endişelendirmesin.
Hukuki metinler, kanaatler ve yorumlar birer anlık fotoğraf gibidir; yalnızca çekildikleri zamanın gerçekliğini yansıtırlar. Bu nedenle, bu yazıda yer alan değerlendirmelerin ileride yürürlüğe girecek yeni düzenlemelerle geçerliliğini yitirmesi mümkündür.
Bu yazının içeriği, bir avukat-müvekkil ilişkisi doğurmaz ve yazıdan kaynaklı olarak doğabilecek herhangi bir zarardan dolayı sorumluluk kabul edilmez.
Mevzuat ve içtihat dışında, yazının tüm fikri hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeden alıntılanamaz; izinsiz şekilde kopyalanamaz veya herhangi bir mecra ya da platformda yayınlanamaz. Türkiye Barolar Birliği ile Adana Barosu’nun hakları saklıdır.
Hukukun ışığıyla yürümek isteyen herkese açık, samimi ve dürüst bir tartışma zemini sunmak dileğiyle…
Tüm hakları saklıdır, www.oguzgurlek.com
Yorumlar