Evlilikte Mal Rejimi ve Boşanmada Mal Paylaşımı: Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi
- gurlekhukuk
- 16 saat önce
- 4 dakikada okunur
Yasal Mal Rejimi – Edinilmiş Mallara Katılma: 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu, 2002 yılından itibaren yasal mal rejimi olarak edinilmiş mallara katılma rejimini kabul etmiştir. Kanun'un 202. maddesine göre eşler arasında aksine sözleşme yoksa edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Bu rejim, adından da anlaşılacağı üzere evlilik süresince edinilmiş malların paylaşımını esas alır. Edinilmiş mallara katılma rejiminde, her eşin evlilik süresince kazandıkları (edinilmiş mal) ile kişisel malları ayrılır ve boşanma veya ölüm halinde edinilmiş mallar eşit olarak paylaşılır. Amaç, evlilik birliği içinde elde edilen ekonomik değerlerin her iki eşin emeğine katkısına binaen yarı yarıya bölüşülmesidir.
Edinilmiş Mal ve Kişisel Mal Ayrımı: Kanun, hangi varlıkların edinilmiş mal sayılacağını tek tek belirtmiştir. TMK m.219’a göre edinilmiş mallar, eşlerin karşılığını vererek evlilik içinde elde ettikleri malvarlığı değerleridir. Özellikle şunlar edinilmiş mal kabul edilir:
Çalışma karşılığı elde edilen kazanımlar (maaş, ücret, prim, ikramiye gibi gelirler),
Sosyal güvenlik veya yardım kurumlarının ödemeleri (emekli maaşı, iş görmezlik ödeneği gibi),
Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar (örneğin iş kazası tazminatı),
Kişisel malların geliri (örneğin eşlerden birine ait bir evin kira geliri, faiz gelirleri),
Edinilmiş malların yerine geçen değerler (edinilmiş mal satılırsa yerine alınan mal da edinilmiş sayılır).
Buna karşılık TMK m.220’de bazı malvarlığı unsurları kişisel mal kabul edilmiştir. Kişisel mallar özetle şunlardır:
Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya (örneğin kıyafetleri, şahsi takıları),
Evlilikten önce bir eşin mülkiyetinde olan malvarlığı veya evlilik sırasında karşılıksız kazanımla (miras, bağış) elde ettiği malvarlığı,
Manevi tazminat alacakları (örneğin kişilik hakkı ihlali nedeniyle kazanılan manevi tazminat),
Kişisel malların yerine geçen değerler (kişisel mal satılırsa yerine alınan mal da kişisel sayılır).
Kanun, hangi malın edinilmiş hangisinin kişisel olduğunu ispat yükünü iddia edene vermiştir. Ayrıca eşlerden hangisine ait olduğu ispatlanamayan mallar, paylı (ortak) mülkiyet sayılır. Kural olarak bir eşin tüm malları edinilmiş mal kabul edilir, aksi ispatlanana dek. Bu düzenleme, mal ayrımında tereddüt olursa eşit paylaşımı sağlamaya yöneliktir.
Boşanmada Mal Paylaşımı (Artık Değerin Yarısı): Edinilmiş mallara katılma rejiminin en önemli sonucu, evlilik sona erdiğinde (boşanma veya ölüm) her eşin, diğerinin edinilmiş mallarının artık değerinin yarısını talep etmesidir. Artık değer, her eşin edinilmiş mallar toplamından bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan tutardır (TMK m.231). Basitçe: Eşin edinilmiş mal varlığından, o malvarlığına dair borçları düşülür; kalan net miktar artık değerdir. Kanun, her eşin diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olduğunu açıkça belirtmiştir (TMK m.236). Yani eşler, evlilik boyunca edindikleri net kazancı yarı yarıya paylaşır.
Örneğin boşanma aşamasında kadının edinilmiş mallarının net değeri 100.000 TL, erkeğinki 60.000 TL olsun; kadın, erkeğin artık değerinin yarısı olan 30.000 TL’yi, erkek de kadının artık değerinin yarısı 50.000 TL’yi talep eder. Karşılıklı borçlar takas edileceği için fiilen kadın 20.000 TL fazla alacaklı olup bu tutarı erkekten alır ve sonuçta her biri 80.000 TL’de dengelenmiş olur.
Kanun, eşlerin anlaşarak farklı paylaşma oranı belirleyebileceğini öngörmüştür, ancak böyle bir sözleşme yoksa kural yarı yarıya paylaşmadır. Ayrıca zina veya cana kast gibi ağır kusurla boşanma durumunda, hakim kusurlu eşin artık değerdeki payını hakkaniyete uygun azaltabilir veya tamamen kaldırabilir. Bu istisna, çok ağır durumlar için uygulanır ve mal paylaşımında adaleti sağlamayı amaçlar.
Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin Özellikleri: Evlilik süresince her eş kendi malvarlığını yönetme ve kullanma hakkına sahiptir; mal rejimi paylaşma hesabı için önem taşır ancak günlük mülkiyet ilişkilerini etkilemez. Boşanma davası açılınca mal rejimi sona ermiş sayılır (dava tarihinden itibaren). Boşanma veya ölüm halinde yapılacak paylaşımda önce her eş kendi kişisel mallarını geri alır, sonra edinilmiş mallar ayrılır. Eşlerden biri diğerinin malına katkıda bulunmuşsa, örneğin birinin kişisel malı olan evin tadilat masrafını diğer eş karşılamışsa, katkısı oranında değer artış payı alacağı talep edebilir (TMK m.227). Bu da paylaşımda göz önüne alınan adil bir çözümdür; böylece bir eş kendi malından diğerine yaptığı karşılıksız katkıyı geri alabilir.
Mal Paylaşımının Uygulaması: Boşanma durumunda, eşlerden biri mal rejimi tasfiyesi davası açarak edinilmiş malların hesaplanmasını talep eder. Mahkeme, her bir eşin evlilik içinde kazandığı edinilmiş mal kalemlerini (ücretler, alınan mallar, ödenen borçlar vb.) belirler. Örneğin evlilik boyunca alınan bir ev, ödenen kredi borçları, birikimler vs. bu kapsamda değerlendirilir. Mal rejiminin sona erdiği andaki (dava tarihindeki) değerler esas alınır. Sonra her eşin edinilmiş mallarından borçları düşülüp artık değer bulunur. Ardından karşılıklı alacaklar netleştirilir ve varsa biri diğerine denkleştirme öder. Kanun, her iki eşin emeğini eşit değer farz ederek bir denge kurulmasını sağlar.
Kişisel mallar (örneğin miras kalan arsa) paylaşılmaz; ancak o maldan elde edilen gelir edinilmiş ise geliri dahil edilir. Paylaşımda bazı özel durumlar da vardır: Eğer eşlerin tamamı mirası reddetmişse veya tasfiye iflas hükümlerine göre yapılıyorsa artan kısmın paylaştırılması gibi (TMK 612) veya alacaklılara karşı korunma halleri (TMK 618) gibi ayrıntılar, gerektiğinde uygulanır.
Sonuç: Edinilmiş mallara katılma rejimi, evlilik birliği içinde ekonomiye katılan her iki eşin emek ve katkı payını korumayı amaçlayan adil bir sistemdir. Boşanmada taraflardan birinin diğerine “nafaka” dışında da malvarlığı aktarımı bu rejim sayesinde gerçekleşir. Eşler isterlerse evlenmeden önce mal rejimi sözleşmesiyle başka bir rejim (mal ayrılığı gibi) seçebilirler; ancak yapmamışlarsa yasal düzenleme olarak edinilmiş malların paylaşımı geçerli olacaktır. Bu rejim sayesinde, özellikle evlilik süresince çalışmayan ev hanımı gibi eşler de eşit emeğin karşılığını alarak mağdur olmaktan korunur. Boşanmaya karar verirken mal paylaşımı konusunu bu rejim hükümlerine göre değerlendirmek ve gerekiyorsa uzman yardımı almak doğru olacaktır. Evlilik boyunca kazandığınız malların yarısı üzerinde hakkınız olduğunu bilmek, hak kaybını önlemek açısından önemlidir.
Bu yazı, hukuk bilimine katkı sağlamak maksadıyla kaleme alınmıştır.
Her somut olay, kendi özelinde ve koşulları çerçevesinde değerlendirilmelidir.
Bu yazı, herhangi bir kişi veya kuruma yönelik hukuki görüş teşkil etmemekte olup, sadece yüklendiği tarih itibarıyla yazarın mevzuata ve içtihata dair yorumunu göstermektedir. Yazar, okuyucuyla ilgili kendisine danışılmadığı sürece hiçbir sorumluluk kabul etmemektedir. Kanunlar, yönetmelikler ve uygulamalar zaman içerisinde değişir; çünkü hukuk ve muhakeme, insanlar yaşadıkça evrilmeye mahkumdur. Adil yargılanma ve kanunlara uygun bir muhakeme olduğu sürece, mevzuatın değişmesi sizleri endişelendirmesin.
Hukuki metinler, kanaatler ve yorumlar birer anlık fotoğraf gibidir; yalnızca çekildikleri zamanın gerçekliğini yansıtırlar. Bu nedenle, bu yazıda yer alan değerlendirmelerin ileride yürürlüğe girecek yeni düzenlemelerle geçerliliğini yitirmesi mümkündür.
Bu yazının içeriği, bir avukat-müvekkil ilişkisi doğurmaz ve yazıdan kaynaklı olarak doğabilecek herhangi bir zarardan dolayı sorumluluk kabul edilmez.
Mevzuat ve içtihat dışında, yazının tüm fikri hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeden alıntılanamaz; izinsiz şekilde kopyalanamaz veya herhangi bir mecra ya da platformda yayınlanamaz. Türkiye Barolar Birliği ile Adana Barosu’nun hakları saklıdır.
Hukukun ışığıyla yürümek isteyen herkese açık, samimi ve dürüst bir tartışma zemini sunmak dileğiyle…
Tüm hakları saklıdır, www.oguzgurlek.com
Yorumlar