top of page

Delil Tespiti ve Acele Delil Tespiti Nedir? Dava Açmadan Önce Harekete Geçmek

  • gurlekhukuk
  • 3 Ağu
  • 8 dakikada okunur

Delil tespiti nedir, hangi şartlarda başvurulur?

Delil tespiti, bir davanın ispatında kullanılacak delillerin, dava açılmadan önce veya dava sırasında kaybolma, bozulma ihtimali varsa önceden tespit edilmesi işlemidir. Amaç, ileride açılacak davada kullanılacak delilin mevcut durumunu güvence altına almak, yok olup gitmesini önlemektir. Özellikle dava açılmadan önce delil tespiti talebi, henüz ortada bir dava yokken ileride hakkımızı arayabilmek için delilleri şimdiden kayıt altına almamızı sağlar. Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m.400 ve devamında delil tespiti düzenlenmiştir. Kanuna göre, delil tespitinin istenebilmesi için bir hukuki yarar bulunması şarttır. Yani öyle her durumda delil tespitine başvurulamaz; delilin hemen tespit edilmemesi halinde ileride kaybolması, yok olması veya sonradan elde edilmesinin çok zorlaşması riski bulunmalıdır.


Örneğin binadaki bir inşaat ayıbı zamanla düzeltilebilir ya da izleri silinebilir, bir sosyal medya paylaşımı daha sonra silinebilir; bu gibi hallerde delili korumak için tespit talep etmek hukuki yarar sağlar. Delil tespiti, geçici hukuki koruma tedbirlerinden biridir ve genellikle bilirkişi incelemesi, keşif veya tanık beyanının tespiti gibi yöntemlerle yapılır. Bu sayede, dava açıldığında hakimin önünde kullanabileceğiniz raporlar ve tutanaklar hazır olur.



Delil tespitine hangi şartlarda başvurulur? 

Kişi, elindeki delilin ileride kullanılamama ihtimalini somut olarak gösterebilmelidir. Kanun açıkça öngörmediği durumlarda, “delilin hemen tespit edilmemesi halinde kaybolacağı veya ileride çok zor elde edileceği” bir hal mevcut olmalıdır. Örneğin, bir makinenin teknik arızası nedeniyle çıkan sorunları kayda geçirmek istiyorsanız, makine tamir edilmeden önce durumunu bir bilirkişi raporuyla tespit ettirmelisiniz. Ya da bir hakaret içeren sosyal medya paylaşımı silinmeden evvel onun ekran görüntüsünü noter (e-tespit) kanalıyla onaylatabilirsiniz. Ayrıca delil tespiti, sadece dava açmadan önce değil, dava sırasında da istenebilir; dava devam ederken ortaya çıkan veya keşfedilen bir delilin hemen kayda alınması gerekebilir. Ancak davanın açılmış olması halinde delil tespiti talebi, artık davanın görüldüğü mahkemeden istenir (yani hangi mahkemede dava varsa o mahkeme delil tespitine bakar). Dava açılmadan önce ise esas hakkında davanın görüleceği yer mahkemesine veya delilin bulunduğu yer mahkemesine başvurulabilir. Delil tespiti talebi bir dilekçeyle yapılır ve dilekçede hangi vakıanın hangi delille tespit edilmesinin istendiği, karşı taraf varsa onun kimlik ve adresi gibi bilgiler yer alır. Mahkeme uygun görürse tespit kararı verir ve genellikle bir bilirkişi atayarak veya gerekli ise keşif yaparak delili tespit eder.


Acele delil tespiti nedir? Gecikmesinde sakınca bulunan hâl ne demektir?

“Acele delil tespiti”, özellikle gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda karşı tarafı duruşmaya çağırmadan, hemen ve ivedi şekilde delil tespitinin yapılmasını ifade eder. Normalde kural olarak mahkeme, delil tespiti talebini karşı tarafa (davalı olabilecek tarafa) tebliğ eder ve onların da katılımıyla tespiti yapar. Ancak bazı durumlarda karşı tarafa haber vermek bile delilin yok olmasına yol açabilir ya da delilin derhal tespiti gerekir. HMK m.403 bu konuda açık hüküm getirmiştir: Talep sahibinin haklarının korunması bakımından zorunluluk bulunan hallerde, karşı tarafa tebligat yapılmaksızın da delil tespiti yapılabilir. Yani gecikmesinde sakınca bulunan hal söz konusu ise mahkeme, karşı tarafı beklemeden, tek taraflı olarak tespit işlemini gerçekleştirir. Buna uygulamada "acele delil tespiti" deniyor. Gecikmesinde sakınca bulunan hal, delilin elde edilmesinde telafisi zor veya imkansız zararlar doğacak durum anlamına gelir. Talepte bulunan, dilekçesinde neden acil olduğunu kısaca izah eder. Mahkeme de haklı görürse karar verir ve genellikle aynı hafta veya çok kısa süre içinde tespit işlemi yapılır.


Acele delil tespitinde, karşı taraf sonradan bilgilendirilir. Kanun, aceleyle karşı taraf yokken yapılan tespit işleminin ardından, tespit tutanağı, bilirkişi raporu gibi belgelerin karşı tarafa resen tebliğ edileceğini belirtmektedir. Böylece hem delil korunmuş olur hem de karşı tarafa sonradan kendini savunma imkânı tanınır. Özetle, “acele delil tespiti” delil tespitinin bir tür hızlı prosedürüdür ve ancak gerçekten acil ve gerekliyse uygulanır.


Uygulamada karşılaşılan tespit örnekleri: inşaat kusurları, sosyal medya, teknik arızalar

Delil tespiti, uygulamada pek çok farklı senaryoda karşımıza çıkar. Örneklerle açıklamak gerekirse:

  • İnşaat kusurları: Yeni teslim aldığınız bir dairede ciddi inşaat ayıpları (çatlak duvarlar, su sızıntıları vb.) varsa, bunları hemen fotoğraflayıp bilirkişi marifetiyle rapor altına aldırmak akıllıca olur. Çünkü zaman geçtikçe bu kusurlar onarılabilir veya sebepleri belirsizleşebilir. Bilirkişi, henüz dava açmadan önce gelip inceleme yapar, kusurları ve sorumlu olabilecek faktörleri raporlar. Böylece müteahhit firmaya karşı açacağınız davada elinizde güçlü bir delil olur.

  • Sosyal medya paylaşımları ve dijital içerikler: Bir sosyal medya platformunda kişilik haklarınıza saldırı oluşturan bir paylaşım yapıldığında, bu içerik şikayet üzerine kaldırılabilir veya kullanıcı silebilir. Dava açacağınızda delilin ortadan kaybolmaması için, o paylaşımın içeriğini, tarihini, saatini ve kime ait olduğunu delil tespiti ile kayıt altına aldırabilirsiniz. Genellikle bu tip durumlarda noter aracılığıyla (fiziki veya e-tespit ile) sosyal medya sayfasının çıktıları alınır ve noter bunların aslını gördüğünü onaylar. Veya daha da etkilisi, bilişim konularında uzman bir bilirkişi atanarak o içeriğin URL'si, ekran görüntüsü, meta verileri vs. raporlanabilir. Özellikle hakaret, iftira gibi durumlarda içeriğin sonradan inkar edilmemesi için delil tespiti hayati rol oynar.

  • Teknik arızalar ve kusurlar: Örneğin yeni aldığınız bir makinede sürekli arıza meydana geliyor diyelim. Bu makineyi iade etmeyi veya üreticiye dava açmayı düşünüyorsanız, makinenin arızalı halini tespit ettirmeniz gerekir. Yetkili servis raporu almak tek başına yeterli olmayabilir; mahkeme kanalıyla bilirkişi incelemesi yaptırarak sorunun nedenini, kullanıcı hatası olup olmadığını, üretim kusuru bulunup bulunmadığını önceden belirletebilirsiniz. Bu rapor, ilerde hem tazminat davasında hem ayıplı mal iddiasında çok değerli bir kanıt olacaktır.


Noter aracılığıyla elektronik ortamda delil tespiti nasıl yapılır?

Elektronik ortamdaki (dijital) deliller de en az fiziki deliller kadar önemli hale gelmiştir. Web sayfaları, e-postalar, WhatsApp yazışmaları, sosyal medya içerikleri gibi dijital veriler kolaylıkla değiştirilebilir veya silinebilir. Bu nedenle bunların belirli bir tarih ve saatteki halinin kayıt altına alınması gerekebilir. Noterler, Türk hukukunda elektronik delillerin tespitinde sıkça başvurulan mercilerdendir. Noter aracılığıyla delil tespitine genellikle “noter tespiti” denir.


Noter tespitinde (elektronik tespit), Türkiye Noterler Birliği üzerinden gerekli işlemler yapıldıktan sonra, noter görevlisi ilgili elektronik içeriğin bulunduğu siteye veya ortama girerek oradaki görüntüyü kendi bilgisayarında açar ve bunu ekran görüntüsü veya çıktı olarak alır. Ardından bu içeriği gördüğünü, çıktının aynen doğruluğunu ve tarihi saati belirten bir tespit tutanağı düzenler. Örneğin, bir web sitesinde sizin şirketiniz hakkında karalayıcı bir yazı yayınlandı. Notere başvurup bu sayfanın tespitini istiyorsunuz. Noter, o sayfayı açar, içeriğin çıktısını alır ve “... tarih ve saatte web sitesi adresinde görülen içeriğin işbu kağıtta aynen çıktısı alınmıştır” gibi ifadelerle onaylar. Bu şekilde, içerik daha sonra kaldırılsa bile siz elinizde resmi onaylı bir kopyasına sahip olursunuz.


Noter aracılığıyla delil tespiti yapmak, mahkeme yoluna göre daha hızlı ve tek taraflıdır; karşı tarafın haberi olmaz. Ancak noter tespiti, bir mahkeme kararı olmadığından kesin delil sayılmaz, güçlü bir takdiri delil niteliği taşır. Yine de mahkeme nezdinde genellikle geçerliliği kabul edilir çünkü noterler kamu görevlisidir ve yaptıkları tespit, resmi belge hükmündedir. Noter tespitinin bir diğer avantajı da coğrafi olarak yaygın olması ve mesai saatlerinde hemen yapılabilmesidir. Öte yandan, noter tespiti masrafını baştan sizin karşılamanız gerekir (çıktı sayısına ve noter ücrelerine göre değişir). Eğer dava açıp kazanırsanız, bu masrafı karşı taraftan talep edebilirsiniz.


Web sayfası, e-posta, WhatsApp, sosyal medya içerikleri

Elektronik delil dendiğinde yukarıda da değindiğimiz gibi pek çok kategori var. Özellikle web sayfalarının ve sosyal medya paylaşımlarının tespiti sık gündeme geliyor. Örneğin bir haber sitesindeki sizi ilgilendiren bir haberin daha sonra kaldırılmasından endişe ediyorsanız, o sayfanın HTML içeriğini ve ekran görüntüsünü tespit ettirebilirsiniz. E-postalar ise teknik olarak daha güvenli saklanabilse de, karşı taraf e-postanın kendisinden gelmediğini iddia edebilir; bu durumda e-postanın başlık bilgileriyle (header) birlikte noter veya bilirkişi marifetiyle tespiti, e-postanın gerçekten gönderildiği sunucu ve zaman bilgilerini doğrulamaya yarar. WhatsApp ve benzeri mesajlaşma uygulamalarında, mesajların telefon ekranındaki hali veya uygulamanın yedeği tespit ettirilebilir.


Örneğin tehdit mesajları aldıysanız, bunları Noter E-Tespit üzerinden ekran görüntüsü almak ve mümkünse notere onaylatmak kanıt açısından değerlidir. Sosyal medyada X gibi mecralarda bir gönderinin linki üzerinden içeriğini, tarihini tespit etmek de mümkündür. Bu tespitler neticesinde, dijital delillerin içerik, gönderici/alıcı bilgisi ve tarih/zaman unsurları güvenceye alınmış olur.


Bunun yanı sıra dijital deliller için gelişen alternatif yöntemler de bulunuyor. Örneğin bazı kişiler blockchain (blok zinciri) tabanlı zaman damgası hizmetleri kullanarak bir belgenin belirli tarihte var olduğunu ispatlama yoluna gidiyor. Ancak Türk mahkemelerinde henüz bu yöntemlerin hukuki geçerliliği konusunda net uygulama oluşmamıştır. En garantili yöntem, ya noter tespiti ya da Mahkeme kanalıyla bilirkişi marifetiyle tespittir.


Elektronik imza, zaman damgası, hukuki geçerlilik

Elektronik ortam delillerinde elektronik imza (e-imza) ve zaman damgası kavramları da önemlidir. Elektronik imza, 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’na göre elle atılan imza ile aynı hukuki sonucu doğurabilen, sayısal verilere eklenen güvenli bir imzadır. Örneğin bir PDF dosyasını veya bir e-postayı kendi elektronik imzanızla imzalarsanız, bunun değiştirilmediğini ve size ait olduğunu garanti altına almış olursunuz. Zaman damgası ise bir elektronik verinin belirli bir tarihte mevcut olduğunu kanıtlamaya yarayan, resmi elektronik sertifika hizmet sağlayıcılarınca verilen bir damgadır. Diyelim ki önemli bir sözleşme metniniz var dijital olarak; bunu ileride “bu belge şu tarih itibariyle vardı ve içeriği bu şekildeydi” demek isterseniz, zaman damgası uygularsınız. Böylece belgenin üzerindeki tarihten sonra değiştirilmediği kriptografik olarak ispatlanabilir.


Delil tespitinde elektronik imza ve zaman damgası özellikle e-posta yazışmaları veya dijital dokümanlar için kullanılabilir. Örneğin karşı tarafla aranızda e-posta pazarlığı yapıldı ama ileride bunun inkar edilmesinden korkuyorsunuz. Bu e-postaları elektronik imzanızla zaman damgalı olarak arşivleyebilirsiniz. Ya da bir web sitesinin kaydını aldıktan sonra o kayıt dosyasını e-imza ile imzalayıp zaman damgası eklerseniz, bu da bir nevi kendi kendinize yaptığınız delil koruma işlemidir. Ancak unutulmamalı ki, resmi delil tespiti yerine geçmez; daha çok delilin bütünlüğünü korumak içindir. Mahkeme, elektronik imzalı bir belgeyi değerlendirirken bunun hukuken geçerli bir imza olduğunu kabul eder (usulüne uygun nitelikli elektronik sertifika ile atılmışsa). Bu, belgenin kaynağını ve bütünlüğünü ispatlar. Yine de karşı taraf belgeye itiraz ederse, mahkeme yine de gerekli görürse bilirkişi incelemesi yoluna gidebilir. Özetle, elektronik imza ve zaman damgası, noter veya mahkeme tespitine ek olarak delillerinizi güçlendiren ve hukuki geçerlilik sağlayan araçlardır.


Delil tespitinin dava sürecine etkisi ve delil niteliği

Delil tespiti yapıldıktan sonra sıra davaya gelirse, tespit sırasında elde edilen rapor ve tutanaklar, davada delil olarak kullanılabilir. HMK m.405, delil tespiti tutanağı ve raporlarının, asıl dava dosyasının eki sayılacağını ve tarafların bunlara dayanarak iddia veya savunmalarını ispat edebileceklerini belirtir. Yani diyelim ki bir bilirkişi raporu almıştınız delil tespitiyle; davanız başladığında bu raporu mahkemeye sunarsınız ve zaten resmi bir süreçle alındığı için yargılama dosyasına dahil edilir. Hakim elbette ki bu raporu takdir yetkisi çerçevesinde değerlendirir, ama genellikle delil tespiti raporları oldukça etkili kanıtlar kabul edilir. Çünkü tarafların gözetiminde (veya acele hallerde tarafsız şekilde) yapılmıştır ve uzman görüşü içerir.


Delil tespitinin belki de en önemli katkılarından biri, davanın seyrini kolaylaştırması ve hızlandırmasıdır. Örneğin, mahkeme normalde duruşma sırasında bir bilirkişi incelemesi yaptırmak zorunda kalacakken, siz bunu önceden yaptırmışsanız, hakim mevcut rapora göre hareket edip yeniden incelemeye gerek görmeyebilir. Bu da aylar kazandırabilir. Ayrıca delil tespiti sayesinde bazı davalar açılmadan önce uzlaşmayla da bitebilir: Karşı taraf sizin elinizde güçlü bir delil olduğunu görünce uzlaşma yoluna gidebilir, çünkü davanın kabul edileceği ihtimalini anlar.


Delil tespiti sonucunda elde edilen bulgular, kesin delil değildir, yani hakimi bağlamaz (kendi içinde kesinleşmiş bir yargı kararı olmadığı için). Ancak kuvvetli delil niteliğindedir. Özellikle karşı taraf delil tespiti sırasında hazır bulunmuşsa ve çıkan sonuca itiraz etmemişse, artık o hususu tartışması zorlaşır. Mesela bilirkişi “cihazın üretim hatalı olduğuna” dair rapor vermiş ve karşı taraf buna süresinde itiraz etmemişse, mahkeme büyük ölçüde bunu kabul eder.


Eğer delil tespiti dava açılmadan önce yapılmışsa, davayı açmak için belirli bir süre yoktur ama makul bir süre içinde davanızı açmanız beklenir. Aksi halde çok uzun süre sonra getirilen bir tespit raporu, güncelliğini yitirmiş olabilir. Delil tespitinin bir diğer etkisi de delillerin korunması açısından önem taşımasıdır: Tespit edilen delil, diyelim bir makine parçası, dava sonuna kadar mahkeme emanetinde korunabilir veya en azından fotoğrafları dosyada saklanır. Böylece delille oynamalar engellenmiş olur.


Sonuç olarak, dava açmadan önce harekete geçmek bazen davanın kendisi kadar önemlidir. Delil tespiti kurumu, hak arayan vatandaşlara “önceden önlem alma” imkanı sunarak adaletin yerine getirilmesinde önemli bir rol oynar. Dava açmayı düşündüğünüz bir konuda, elinizdeki delilin akıbetinden şüphe ediyorsanız, delil tespiti müessesesini kullanmayı unutmamalısınız.


Bu yazı, hukuk bilimine katkı sağlamak maksadıyla kaleme alınmıştır.

 

Her somut olay, kendi özelinde ve koşulları çerçevesinde değerlendirilmelidir.

 

Bu yazı, herhangi bir kişi veya kuruma yönelik hukuki görüş teşkil etmemekte olup, sadece yüklendiği tarih itibarıyla yazarın mevzuata ve içtihata dair yorumunu göstermektedir. Yazar, okuyucuyla ilgili kendisine danışılmadığı sürece hiçbir sorumluluk kabul etmemektedir. Kanunlar, yönetmelikler ve uygulamalar zaman içerisinde değişir; çünkü hukuk ve muhakeme, insanlar yaşadıkça evrilmeye mahkumdur. Adil yargılanma ve kanunlara uygun bir muhakeme olduğu sürece, mevzuatın değişmesi sizleri endişelendirmesin.

 

Hukuki metinler, kanaatler ve yorumlar birer anlık fotoğraf gibidir; yalnızca çekildikleri zamanın gerçekliğini yansıtırlar. Bu nedenle, bu yazıda yer alan değerlendirmelerin ileride yürürlüğe girecek yeni düzenlemelerle geçerliliğini yitirmesi mümkündür.

 

Bu yazının içeriği, bir avukat-müvekkil ilişkisi doğurmaz ve yazıdan kaynaklı olarak doğabilecek herhangi bir zarardan dolayı sorumluluk kabul edilmez.

 

Mevzuat ve içtihat dışında, yazının tüm fikri hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeden alıntılanamaz; izinsiz şekilde kopyalanamaz veya herhangi bir mecra ya da platformda yayınlanamaz. Türkiye Barolar Birliği ile Adana Barosu’nun hakları saklıdır.

 

Hukukun ışığıyla yürümek isteyen herkese açık, samimi ve dürüst bir tartışma zemini sunmak dileğiyle…

 

Tüm hakları saklıdır, www.oguzgurlek.com

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yorumlar


bottom of page