top of page

6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ilgili içtihatlar ve süreç hakkında:

  • gurlekhukuk
  • 11 Tem
  • 5 dakikada okunur

1- KVKK Nedir? Hangi Durumlar Suç Teşkil Eder?

6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu, yalnızca bilişim uzmanlarını değil; artık her bireyi, her mesleği ve her davranışı ilgilendiren bir düzenlemedir. Kanunun 1. maddesi; özel hayatın gizliliği başta olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumayı ve kişisel verileri işleyenlerin yükümlülüklerini belirlemeyi amaçlar. Dolayısıyla KVKK yalnızca büyük şirketleri değil; bir e-posta listesi tutan apartman yöneticisinden, WhatsApp grubu yöneten işçiye kadar herkesi kapsayabilir.


Ancak 6698 sayılı Kanun, kendi içinde ceza öngören bir düzenleme değildir. Ceza hükümleri, esasen 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 135, 136, 138. maddelerinde yer alır. TCK m.135, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesini suç sayarken; m.136 bu verilerin ifşası ve paylaşımı hallerini cezalandırmakta, m.138 ise verilerin kanuni süresi dolmasına rağmen silinmemesini suç olarak düzenlemektedir.


Bu nedenle, bir vatandaşın verisi örneğin onun rızası olmadan bir WhatsApp grubuna eklenerek ifşa edilirse, hem KVKK anlamında idari yaptırım uygulanabilir hem de TCK anlamında cezai sorumluluk gündeme gelebilir.


2- KVKK’ya Aykırılıklarda Yargılama Nasıl Yapılır?

KVKK kapsamında idari yaptırımlar, Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından doğrudan tesis edilir. Kurul kararları, genellikle para cezası içermekle birlikte, veri sorumlusunun bazı faaliyetlerinin durdurulmasını da içerebilir. Ancak olay Türk Ceza Kanunu anlamında suç teşkil ediyorsa, örneğin özel nitelikli bir verinin hukuka aykırı olarak kaydı veya paylaşımı varsa, özel kanun hükümleri saklı kalmak üzere, görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.

Ceza Muhakemesi Kanunu m.160 ve devamı uyarınca, soruşturma aşaması Cumhuriyet savcısınca yürütülür. Delillerin hukuka uygun elde edilmesi, şüphelinin ifadesinin CMK m.147’ye uygun alınması ve TCK m.135-138 arasındaki normların doğru yorumlanması önemlidir.


3- KVKK ve TCK Uyarınca Kanun Yolları Nelerdir?

TCK m.135 ve devamındaki suçlar bakımından Asliye Ceza Mahkemeleri tarafından verilen kararlar, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 272 ve devamı maddeleri uyarınca istinaf yoluna tabidir. Verilen ceza beş yılı aştığı takdirde temyiz yoluna da gidilebilir. KVKK Kurulu tarafından verilen idari para cezaları ise, 2577 sayılı İYUK uyarınca İdare Mahkemesinde dava konusu yapılabilir.

Ayrıca Kurul kararları Danıştay’a taşınmadan önce idare mahkemelerinde esastan incelenir. Ancak unutulmamalıdır ki, idari yaptırımlar yalnızca “veri sorumlusu” sıfatıyla hareket eden tüzel ya da gerçek kişilere yöneliktir.


4- KVKK ve TCK Uygulamalarına Dair Güncel Emsal Kararlar:

Güncellenecektir.


5- Son Olarak:

KVKK ve TCK hükümleri, çağımızın görünmeyen ihlallerine karşı bir kalkan işlevi görür. Ancak bu kalkanın etkinliği, bireyin verisi üzerindeki hakkının bilincinde olmasıyla başlar. Unutulmamalıdır ki, veri ihlali yalnızca maddi değil, onarılamaz manevi sonuçlar da doğurabilir.


Açık Rıza: Gerçekten Özgür mü?

KVKK m.5’e göre, kişisel veriler kural olarak ilgili kişinin açık rızası olmaksızın işlenemez. Fakat rızanın "belirli bir konuya", "bilgilendirmeye" ve "özgür iradeye" dayanması gerekir. Çoğu zaman karşımıza çıkan “Kabul ediyorum” kutuları gerçekten özgür bir irade ürünü mü, yoksa bir sayfayı açmanın tek yolu mu? Bu tartışma halen sürüyor.

Ama hukuken bakıldığında, kanunlarda açıkça öngörülen, sözleşmenin ifası için gerekli, meşru menfaat gibi durumlarda da veri işlenebilir. Ancak bu istisnalar, keyfi yorumlamaya açık değildir; sınırları AYM ve AİHM içtihatlarıyla netleşmektedir.


Hassas Veriler: Yanlış Bir Paylaşım, Büyük Bir Hak İhlali

KVKK m.6’da özel nitelikli kişisel veriler tanımlanmış: sağlık verileri, biyometrik veriler, siyasi görüş, dini inanç, cinsel hayat gibi bilgiler. Bunların işlenmesi, yalnızca açık rıza veya sınırlı birtakım istisnalarla mümkündür. Aksi hâlde bu verilerin ifşası, sadece bir hukuk sorunu değil, insan onuruna karşı bir ihlal olarak değerlendirilir.


Avukatın Notu: KVKK Sadece “Büyük Veriler”i Kapsamaz

Günümüzde, WhatsApp grubuna kaydedilen bir telefon numarasından tutun da güvenlik kamerası kayıtlarına kadar pek çok veri KVKK kapsamına girer. Dolayısıyla hem birey olarak hem avukat olarak dikkat etmemiz gereken en temel nokta şudur: Veri, sadece büyük şirketlerin meselesi değildir.


Örneğin; ceza muhakemesi sürecinde delil olarak alınan bir ses kaydının “anonim bir kişi tarafından gönderildiği” iddia edilse bile, içerik kişiyi tanımlıyorsa artık o ses kaydı kişisel veri olabilir. Dolayısıyla, hukuka uygunluk gerekçesi yoksa, delil olarak kullanılması dahi AİHS m.8 ihlaline yol açabilir.


Sınır Nerede Başlar?

KVKK, salt bir idari yaptırım kanunu değil; temel hak ve özgürlüklerin dijital çağdaki yeni zeminidir. Bu zemin, hem hak arayan yurttaşı hem de hukukla işlem yapan herkesi bağlar. Her veri, bir hakkı; her ihlal, bir bedeli doğurur. Bu yüzden “unutulma hakkı”, “kişisel verilerin silinmesi” ya da “veri sorumlusuna başvuru hakkı” gibi kavramlar artık hayatın doğal parçası.


Boşanma Davalarında Kullanılan Kişisel Verilerin Hukuka Uygunluğu:

Boşanma davalarında kullanılan delillerin KVKK’ya (6698 sayılı Kanun) aykırılığı, hem medeni yargılama hukuku hem de ceza hukuku bakımından hassas ve çok katmanlı bir konudur. Bu konuda değerlendirme yaparken şu üçlü ayrımı esas almak gerekir:


1. Delilin Hukuka Uygunluğu / KVKK’ya Aykırılığı

a. Kişisel veri nedir?

KVKK m.3’e göre, "kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi", kişisel veridir. Boşanma davalarında en çok karşılaşılan deliller olan:

  • WhatsApp yazışmaları,

  • ses kayıtları,

  • video kayıtları,

  • e-posta içerikleri,

  • özel hayat görüntüleri,

  • hastane kayıtları,

    hepsi kişisel veri kapsamına girer. Bu veriler, özellikle özel nitelikli (sağlık, cinsel hayat, dini inanç gibi) veri içeriyorsa, TCK m.136 uyarınca da ceza sorumluluğu doğurabilir.

    2. Aile Mahkemesinde Delil Kullanımı ve "Hakkın Kullanılması"

    a. KVKK m.5 ve m.6 istisnaları

    KVKK m.5/2-e: “Bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlemenin zorunlu olması” halinde açık rıza aranmaksızın kişisel veriler işlenebilir.Boşanma davaları, kişisel hakların (örneğin sadakat yükümlülüğü, velayet hakkı, tazminat talebi) doğrudan korunduğu bir alan olduğu için ilgili delillerin, bu hakları savunmak amacıyla sunulması durumunda, KVKK’ya aykırılık oluşmayabilir.

    b. Ancak bu durum mutlak değildir:

    Delil hukuka aykırı yolla elde edildiyse (örneğin eşin özel alanına gizlice kamera yerleştirme, habersiz ses kaydı alma (Eşler arasında hukuka uygun olduğuna dair içtihat vardır, ancak içtihat birliği yoktur.) vb.), bu delil hem CMK m.206-217 anlamında hem de HMK m.189/2 uyarınca reddedilir, hem de TCK m.134-136 kapsamında suç teşkil eder.

    Özel hayatın gizliliğini ihlal eden deliller (örneğin çıplak görüntüler) AİHM ve Yargıtay kararlarına göre, "bir hakkın kullanılması" savunmasıyla orantılılık ve zorunluluk ilkeleri bakımından değerlendirilmelidir.

Not: Hukuki sınırlar her olayın somut özelliklerine göre değerlendirilmelidir. Bir delilin KVKK’ya aykırı olması, her zaman otomatik olarak aile mahkemesinde kullanılmasını engellemez; ama ciddi yaptırımlar doğurabilir. Bu nedenle, savunma veya delil sunumu sürecinde dikkatli olunmalı, gerekirse bilirkişi raporu veya mahkeme kararıyla delilin hukuki meşruiyeti desteklenmelidir.


Bu yazı, hukuk bilimine katkı sağlamak maksadıyla kaleme alınmıştır.

 

Her somut olay, kendi özelinde ve koşulları çerçevesinde değerlendirilmelidir.

 

Bu yazı, herhangi bir kişi veya kuruma yönelik hukuki görüş teşkil etmemekte olup, sadece yüklendiği tarih itibarıyla yazarın mevzuata ve içtihata dair yorumunu göstermektedir. Yazar, okuyucuyla ilgili kendisine danışılmadığı sürece hiçbir sorumluluk kabul etmemektedir. Kanunlar, yönetmelikler ve uygulamalar zaman içerisinde değişir; çünkü hukuk ve muhakeme, insanlar yaşadıkça evrilmeye mahkumdur. Adil yargılanma ve kanunlara uygun bir muhakeme olduğu sürece, mevzuatın değişmesi sizleri endişelendirmesin.

 

Hukuki metinler, kanaatler ve yorumlar birer anlık fotoğraf gibidir; yalnızca çekildikleri zamanın gerçekliğini yansıtırlar. Bu nedenle, bu yazıda yer alan değerlendirmelerin ileride yürürlüğe girecek yeni düzenlemelerle geçerliliğini yitirmesi mümkündür.

 

Bu yazının içeriği, bir avukat-müvekkil ilişkisi doğurmaz ve yazıdan kaynaklı olarak doğabilecek herhangi bir zarardan dolayı sorumluluk kabul edilmez.

 

Mevzuat ve içtihat dışında, yazının tüm fikri hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeden alıntılanamaz; izinsiz şekilde kopyalanamaz veya herhangi bir mecra ya da platformda yayınlanamaz. Türkiye Barolar Birliği ile Adana Barosu’nun hakları saklıdır.

 

Hukukun ışığıyla yürümek isteyen herkese açık, samimi ve dürüst bir tartışma zemini sunmak dileğiyle…

 

Tüm hakları saklıdır, oguzgurlek.com

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yorumlar


bottom of page