6284 Sayılı Kanun (AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN) ilgili içtihatlar ve süreç hakkında:
- gurlekhukuk
- 1 Tem
- 8 dakikada okunur
1-6284 Sayılı Kanun Nedir? Bu Kanundaki Suçlar Nelerdir?
6284 Sayılı Kanun, her ne kadar isminde “Kadın” ibaresi geçtiği için, vatandaşlar tarafından sadece kadınları korumaya yönelik bir kanunmuş gibi düşünülse de, şiddet mağduru herkesi korumayı amaçlayan bir kanundur. Dolayısıyla, kadın, erkek ve çocuk dahil herkes şartları oluştuğu takdirde bu kanundan yararlanabilir. Halk arasında bilinen ismiyle “Uzaklaştırma Kararı”, kural olarak bu Kanun uyarınca verilmektedir.
Kanunun ilk maddesinde belirtildiği üzere, bu Kanunun amacı; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
6284 Sayılı Kanun, niteliği itibarıyla özel bir kanundur. Ülkemizde genel ceza kanunu olarak 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu suçları düzenler. Türk Ceza Kanunu’nun yanı sıra, bazı özel kanunlar da suçları düzenlemişlerse de, 6284 sayılı kanunda suça dayalı bir hapis cezası öngörülmemiştir; ancak tazyik hapsi öngörülmüştür.
Bu kanunda özetle, hâkim tarafından verilecek koruyucu ve önleyici tedbir kararları şiddet mağduru lehine ve şiddet uygulayan aleyhine olmak üzere geçici süreliğine verilir; ancak bu kararlar talep hâlinde yenilenebilir. Bu Kanun, yapısı gereği Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı çalışanlarıyla koordine şekilde sonuç alır; bunu sadece ilgili bakanlık olarak da düşünmemek gerekir. Şiddet uygulanan yerdeki mülki amir (Kaymakam veya Vali), Kolluk Kuvvetleri, ilgili hâkim ve savcılar da bu kanunun uygulanması adına son derece olumlu çaba sarf etmektedirler.
6284 Sayılı Kanunda herhangi bir suç öngörülmemişse de, bir yaptırım olarak tazyik hapsi öngörülmüştür. Yani şiddet uygulayan, hâkimin verdiği önleyici ve/veya koruyucu tedbir kararlarını ihlal ettiği an, şiddet mağdurunun veya herhangi bir kişinin ihbarı üzerine, şiddet uygulayan aleyhine tazyik hapsi kararı verilebilir; bu karar şiddet uygulayanın sicilinde suç işlemiş gibi görünmez. Ancak suç işlemiş ve hapis cezası infaz olunuyor gibi belirli ve geçici süreler hapse gönderilmesine sebep olur. (Her ihlalde artacak şekilde 3-7-15-30 gün gibi)
6284 sayılı Kanun yalnızca eşler veya eski eşler arasında gerçekleşen şiddet eylemleriyle sınırlı değildir. Aynı zamanda şiddete maruz kalan ya da kalma tehlikesi altında bulunan müşterek çocuklar yönünden de koruma tedbirlerine hükmedilebilir. Nitekim Kanun’un 1. maddesinde, şiddete uğrayan veya uğrama tehlikesi bulunan “aile bireyleri” ifadesiyle, müşterek çocuklar açıkça koruma kapsamına alınmıştır. Bu bağlamda, hâkim tarafından çocuğun geçici velayetinin düzenlenmesi, kişisel ilişkinin sınırlandırılması veya tamamen kaldırılması, psikolojik destek sağlanması, hatta şiddet uygulayanın çocukla kişisel iletişim araçlarıyla bile temas kurmasının yasaklanması mümkündür.
Tedbir kararları yalnızca kadınlar için değil, çocuklar için de hayatidir. Aile Mahkemesi, taleple bağlı kalmaksızın müşterek çocuk yönünden de re’sen (kendiliğinden, taleple bağlı olmaksızın) koruma kararı verebilir. (Çocuk Koruma Kanunu Hükümleri de incelenmelidir.) 6284 sayılı Kanun, çocukların güvenli çevrede gelişimini esas alır ve aile içi şiddetin onların ruh sağlığı üzerindeki etkisini önlemeyi hedefler. Çocuk yönünden verilen tedbirlerin ihlali, tıpkı diğer tedbirlerin ihlali gibi zorlama hapsi ile sonuçlanabilir.
6284 sayılı Kanun m.13 uyarınca hâkim tarafından verilen koruma tedbirine aykırılık hâlinde, zorlama hapsi uygulanır. Bu, cezai bir müeyyide değil, idari nitelikte bir tedbirdir ve kamu davasına gerek olmaksızın doğrudan uygulanır.
6284 sayılı Kanun’un etkinliğini sağlayan en önemli araçlardan biri “zorlama hapsi”dir. Bu kanun uyarınca verilen koruma tedbirlerine (örneğin: mağdura yaklaşmama, iletişim kurmama, konuttan uzaklaştırma gibi) uymayan kişilere, 3 günden 10 güne kadar zorlama hapsi verilebilir.
Aynı tedbirin her ihlali ayrı bir hapis yaptırımı doğurur. İhlalin tekrarı hâlinde bu süre altı aya kadar çıkarılabilir ve toplamda altı ayı geçemez. Bu hapis cezası, disiplin hapsi niteliğindedir; mahkemece re’sen verilir, şikâyete bağlı değildir ve erteleme, seçenek yaptırım veya denetimli serbestlik uygulanmaz.
6284 sayılı Kanun kapsamında verilen koruma tedbirleri, failin ceza sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Başka bir deyişle, bir kişi hakkında uzaklaştırma, iletişim yasağı, kişisel ilişki sınırlandırması gibi koruma tedbirleri verilmiş olması; onun aynı fiil nedeniyle ayrıca Türk Ceza Kanunu kapsamında yargılanmasına ve cezalandırılmasına engel değildir. Örneğin tehdit, hakaret, kasten yaralama veya ısrarlı takip fiilleri nedeniyle hem 6284 sayılı Kanun’a göre önleyici/koruyucu tedbir kararı alınabilir, hem de aynı fiil TCK’nın ilgili maddeleri uyarınca kamu davasına konu olabilir. Böylece kişi hem zorlama hapsiyle karşılaşabilir hem de mahkûmiyetle sonuçlanabilecek bir ceza davasında sanık sıfatı kazanabilir.
2-6284 Sayılı Kanuna Muhalefetten Yargılama Nasıl Yapılır?
6284 Sayılı Kanuna muhalefet etmek demek, bu kanunda belirtilen hâkimin ya da mülki amirin, yani Aile Mahkemesi Hâkiminin ya da Kaymakam veya Valinin verdiği önleyici veya koruyucu tedbir kararını, şiddet mağdurunun ihlal etmiş olduğu anlamına gelmektedir. 6284 Sayılı Kanuna Muhalefetten yargılamanın nasıl yapıldığını anlayabilmemiz için, bu kanunda sayılan önleyici ve koruyucu tedbir kararlarını açıklamamız gerekir:
Üçüncü maddede, mülki amir (Vali veya Kaymakam) tarafından verilebilecek koruyucu tedbir kararları sayılmıştır:
Bu Kanun kapsamında korunan kişilerle ilgili olarak aşağıdaki tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere mülkî amir tarafından karar verilebilir:
a) Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uygun barınma yeri sağlanması.
b) Diğer kanunlar kapsamında yapılacak yardımlar saklı kalmak üzere, geçici maddi yardım yapılması.
c) Psikolojik, meslekî, hukukî ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi.
ç) Hayatî tehlikesinin bulunması hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması.
d) Gerekli olması hâlinde, korunan kişinin çocukları varsa çalışma yaşamına katılımını desteklemek üzere dört ay, kişinin çalışması hâlinde ise iki aylık süre ile sınırlı olmak kaydıyla, on altı yaşından büyükler için her yıl belirlenen aylık net asgari ücret tutarının yarısını geçmemek ve belgelendirilmek kaydıyla Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak suretiyle kreş imkânının sağlanması.
(2) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde birinci fıkranın (a) ve (ç) bentlerinde yer alan tedbirler, ilgili kolluk amirlerince de alınabilir. Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde mülkî amirin onayına sunar. Mülkî amir tarafından kırksekiz saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar.
Kanundaki bentlerden de anlaşıldığı üzere, koruyucu tedbir kararları, bir şiddetin önlenmesinden ziyade, zamanında uygulanan şiddetin ardından; şiddet mağdurunu korumak için verilecek kararlardır.
Dördüncü maddede, Hâkim tarafından (Aile Mahkemesi Hâkimi) verilebilecek koruyucu tedbir kararları sayılırken, beşinci maddede Hâkim tarafından (Aile Mahkemesi Hâkimi) verilebilecek önleyici tedbir kararları sayılmıştır:
MADDE 4 – (1) Bu Kanun kapsamında korunan kişilerle ilgili olarak aşağıdaki koruyucu tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir:
a) İşyerinin değiştirilmesi.
b) Kişinin evli olması hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi.
c) 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunundaki şartların varlığı hâlinde ve korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması.
ç) Korunan kişi bakımından hayatî tehlikenin bulunması ve bu tehlikenin önlenmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmayacağının anlaşılması hâlinde ve ilgilinin aydınlatılmış rızasına dayalı olarak 27/12/2007 tarihli ve 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu hükümlerine göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi
Hâkim tarafından verilecek koruyucu tedbir kararlarında da amaç, şiddetin önlenmesinden daha çok; şiddet mağdurunun korunmasıdır. Bu kararlar, şiddet uygulayanın işyerinin değiştirilmesi, evli olması hâlinde müşterek konuttan ayrı bir yerleşim yeri belirlenmesi, müşterek konuta aile konutu şerhi konulması, son çare olarak, şiddet mağdurunun da aydınlatılmış rızası alınarak, mağdur lehine 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu hükümleri kıyasen uygulanarak, kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesidir.
6284 Sayılı Kanunun Beşinci Maddesi, Hâkim tarafından verilecek önleyici tedbir kararlarını düzenlemektedir. Önleyici tedbir kararları, ortada şiddet uygulayan hakkında somut bir delil olmasa da; şiddet ihtimali bulunması durumunda dahi emareler üzerinden bile verilebilmektedir.
MADDE 5 – (1) Şiddet uygulayanlarla ilgili olarak aşağıdaki önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir:
a) Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması.
b) Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.
c) Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması.
ç) Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması.
d) Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması.
e) Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi.
f) Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi.
g) Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi.
ğ) Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi.
h) Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması.
ı) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması.
(2) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde birinci fıkranın (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde yer alan tedbirler, ilgili kolluk amirlerince de alınabilir. Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde hâkimin onayına sunar. Hâkim tarafından yirmidört saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar.
Önleyici tedbir kararları, halk arasında uzaklaştırma kararı olarak da bilinmektedir. Beşinci maddenin başlığı Hâkim (Aile Mahkemesi Hâkimi) tarafından verilecek önleyici tedbir kararlarını düzenlese de, Kolluk Amiri tarafından da, gecikmesinde sakınca bulunan haller olan yaklaşmama ve kötü söz söylememeye dair geçici karar verilebilir; ve hâkimin onayına sunulabilir.
3-6284 Sayılı Kanuna Muhalefette Kanun Yolları Nelerdir?
Kanun Yolu, Hukuk terminolojisinde nihai kararın başvurulabileceği yol anlamına gelse de, 6284 Sayılı Kanuna Muhalefette Kanun Yollarını tanımlamadan önce, Şiddet Mağduru için başvuru yolunu ve Şiddet Uyguladığı iddia olunan kişi için bu karara itiraz yolunu anlatmamız gerekir.
6284 Sayılı Kanunun 7. Maddesinde, Şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin varlığı hâlinde herkes bu durumu resmi makam veya mercilere ihbar edebilir. İhbarı alan kamu görevlileri bu Kanun kapsamındaki görevlerini gecikmeksizin yerine getirmek ve uygulanması gereken diğer tedbirlere ilişkin olarak yetkilileri haberdar etmekle yükümlüdür. Hükmü yer almaktadır. Dolayısıyla, Şiddet Mağduru lehine herkes bu durumu ilgili makamlara ihbar edebilir.
Burada ihbar durumunu detaylandırmamız gerekir:
Şiddet Mağduru,
Nöbetçi Aile Mahkemesine bir dilekçe vermek yoluyla,
Emniyet Müdürlüğüne ya da Jandarmaya sözlü veya yazılı beyanda bulunarak,
T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) kurumuna başvurarak,
Eğer Şiddet Mağduru kadınsa, Kadın Destek Uygulaması (KADES) uygulamasını kullanıp kolluk kuvvetine ulaşarak,
İhbarda bulunabilecektir.
6284 Sayılı Kanuna muhalefet, herhangi bir somut delil aranmadan verilebilmektedir. Sadece koruyucu ve önleyici tedbir olarak değil, 6284 SAYILI KANUN KAPSAMINDA TEKNİK YÖNTEMLERLE TAKİP SİSTEMLERİNİN KULLANILMASINA DAİR YÖNETMELİK uyarınca, Şiddet Uygulayanın ayağına elektronik kelepçe takılması gibi uygulamalarla, Şiddet Mağduru korunabilmektedir.
6284 Sayılı Kanun, yapılış amacı ve uygulama gereği şiddet mağdurlarını korumakta son derece başarılı olsa da, somut delil aramadığı için, soyut beyanlar ile sahte şiddet mağdurları oluşturulma ihtimali bulunmaktadır; işbu durum sebebiyle, Şiddet Uygulamayan insanlar Şiddet Uygulayan olarak lanse edilip, gerek toplum, gerekse de hâkim önünde işlemediği fiiller sebebiyle endişe yaşayabilirler. Şiddet Uygulayan bir insan değilseniz, Önleyici ve Koruyucu tedbir kararlarına itiraz olarak, o yerde aile mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde aile mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde asliye hukuk mahkemesine, aile mahkemesi hâkimi ile asliye hukuk mahkemesi hâkiminin aynı hâkim olması hâlinde ise en yakın asliye hukuk mahkemesine yasal süreler içerisinde itirazda bulunabilirsiniz.
Şiddet Mağduru gerçekten mağdur değil ise, durumun niteliğine göre, Suç Uydurma ve İftira suçları başta olmak üzere, ilgili suçlardan yargılanacaktır.
4-6284 Sayılı Kanuna Muhalefet Suçu Hakkında Güncel İçtihatlar veya Emsal Kararlar Nelerdir?
6284 Sayılı Kanun, yapısı gereği itiraz yasa yoluna tâbi olsa da, istinaf veya temyiz yasa yoluna tâbi değildir. Dolayısıyla her olay özelinde ayrı kararlar verilmektedir. Bu sebeple, ortada bir içtihat birliği bulunmamaktadır.
5-Son Olarak,
6284 Sayılı Kanun, kanun koyucu tarafından iyi niyetle tasarlanmış bir kanundur. Mevcut uygulaması ile de, birçok şiddet mağdurunu korumayı başardığı tartışılmazdır. Ancak, özellikle boşanma davaları başta olmak üzere, Evlilik birliği sarsılan çiftler ile eski sevgililer arasında, bu kanun bir ödül veya ceza yöntemine dönüşmemelidir. Bu kanunun niyeti, her ne kadar cezalandırma olmasa da, somut delil aramayışı, kanunu suistimale açık bir hâle getirmektedir. Ceza Muhakemesinin en temel ilkesi olan masumiyet karinesi, şüpheden sanığın yararlanacağını, hatta bir tane masum hapse gireceğine, bin tane suçlu dışarıda kalsın ilkesini benimsemişken, 6284 sayılı kanun kapsamında verilen tedbir kararları, masumiyet karinesi esas alınarak verilmemektedir. Yine de, gerçek şiddet mağdurları korunabiliyorsa, kanun da uygulama da başarılı demektir.
Bu yazı, hukuk bilimine katkı sağlamak maksadıyla kaleme alınmıştır.
Her somut olay, kendi özelinde ve koşulları çerçevesinde değerlendirilmelidir.
Bu yazı, herhangi bir kişi veya kuruma yönelik hukuki görüş teşkil etmemekte olup, sadece yüklendiği tarih itibarıyla yazarın mevzuata ve içtihata dair yorumunu göstermektedir. Yazar, okuyucuyla ilgili kendisine danışılmadığı sürece hiçbir sorumluluk kabul etmemektedir. Kanunlar, yönetmelikler ve uygulamalar zaman içerisinde değişir; çünkü hukuk ve muhakeme, insanlar yaşadıkça evrilmeye mahkumdur. Adil yargılanma ve kanunlara uygun bir muhakeme olduğu sürece, mevzuatın değişmesi sizleri endişelendirmesin.
Hukuki metinler, kanaatler ve yorumlar birer anlık fotoğraf gibidir; yalnızca çekildikleri zamanın gerçekliğini yansıtırlar. Bu nedenle, bu yazıda yer alan değerlendirmelerin ileride yürürlüğe girecek yeni düzenlemelerle geçerliliğini yitirmesi mümkündür.
Bu yazının içeriği, bir avukat-müvekkil ilişkisi doğurmaz ve yazıdan kaynaklı olarak doğabilecek herhangi bir zarardan dolayı sorumluluk kabul edilmez.
Mevzuat ve içtihat dışında, yazının tüm fikri hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeden alıntılanamaz; izinsiz şekilde kopyalanamaz veya herhangi bir mecra ya da platformda yayınlanamaz. Türkiye Barolar Birliği ile Adana Barosu’nun hakları saklıdır.
Hukukun ışığıyla yürümek isteyen herkese açık, samimi ve dürüst bir tartışma zemini sunmak dileğiyle…
Tüm hakları saklıdır, oguzgurlek.com
Yorumlar